Ben daha gidiyordum
Onlar dönerken bu yoldan
Ben sürekli baştan başlıyordum
Onlar yeni sonlar keşfederken
Aldatıyordu beni
Karanlıkların sonunda gördüğüm her ışık
Nedir beni böylesine
Soğuk, ıssız
Ve de yalnız bırakan
Ruhuma ulaşmak için kırk dağın ardında
Kırk kapılı bir zindan arıyorum
Bulamıyorum,
Ruhum soğuğun avuçlarında
Buz kesti dört bir yanım
Ağlıyorum,
Gözyaşlarım donuyor
İçim acıyor.
Sözcükler boşlukta asılı kalmış
Dokunmayın.
Ağlarım.
Ağlarsam
Ama öyle böyle değil
Bir ömür biriktirmişliğimle
Hiç sonu gelmeyecekmişçesine
Ruhum kara bir deniz şimdilerde
Bir karanlık kuytu.
Issız caddeler kadar boş
Bilinmezlerde yitik.
Çaresiz bir kuş,
Kışın ortasında.
2000’ler...
Ne umuttu gelişin
Tüm saçma kehanetlere
Asılsız korkutmalara rağmen.
Milenyumdun
Alüminyum folyolarınla gelmiştin
90’larda çocuk...
Deniz kadar maviydi
Berrak ve de huzurlu
Gökyüzü kadar hayâlci
Ucu bucağı yok.
Yıldızlı bir gece kadar büyüleyici
Her gün umut soluyorum
Derin derin
Ve hep gülüyorum
Acı dolu gerçeklere inat
Her ânı seviyorum
Sevdiklerimle paylaşıyorum
Varım.
Çevremde gidip gelenlerle
İçimde olup bitenlerle
Kusurlarımla, gerçeklerimle
Varım.
Dostlarımla, arkadaşlarımla, ailemle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!