Kuru soğuk altında üşürken zavallı vücudum,
Bir vefasızı arayan gözlerim yine ıslak.
Azrail canımı alsa da göğe çıksa ruhum,
Hâk-i makberimde yeşerecek bir Sarı Zambak.
Bilmem bu kaçıncı akşam gurbetin bağrında,
Gönlümün dalından koparıldı bir sarı yaprak.
İçim kan ağlar onsuz her gecenin sabahında,
Gençliğimin kâtili oldu bir Sarı Zambak.
Yağan karlar altında yürürken bir gölge gibi,
Düşünüyorum da feleği ne kadar oynak.
Çürüse de bedenim toprakta bir gazel gibi,
Hâk-i makberimde yeşerecek bir Sarı Zambak.
Ellerim bağlı Yüce Hakim huzurundayım,
Her iki yanımda jandarma konuşmam yasak.
Ey Hakim, bakışlarımdan anla ne durumdayım,
Hem sebebim, hem çarem oldu bir Sarı Zambak.
Yağmur çiselerken ben eller üstündeyim,
Donmuş vücudumu taşıyan tabut ıslak.
Dostlar arkamdan gözyaşı dökerken benim,
Lâkayt duran biri var, o da bir Sarı Zambak.
Kayıt Tarihi : 25.8.2002 21:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)