Azgın dalgalarla bilmem kaçıncı kez,
Karaya vuran..ama sonra,
Tekrar denize savrulan,
Yalnız bir sirenim ben..
Ruhumun gel-gitleri hiç bitmez...
Patlayıcı ihtirasında,
Kantaşının koyu kırmızısı saklı..
Ölüler diyarının bu yanında başlar,bu serüven..
Kurban ayinleri yapılır,
Takılır yıldızların göz kırpan gamzelerine,
Uçuşan perçemler..
Birbirimizi ikinci bir deri gibi,
giymiştik biz..
Gün geldi zayıfladık,
üzerimize bol geldi sevgimiz..
Rüzgara doymuş,
Issızlığında saklanan gölge, dolaşır virane,
feleğin puslu yollarında,
karayanık baykuşun ninnisi, eşlik eder ona,
şeb-i yelda gecelerde..
Bilinmeyenin korkusu,çepeçevre sarar,
Sahilde sürüklenen,
kum tanelerine,
yazılı aşkımız..
Bir dalga boyunda ömrümüz,
anlık,
Bundan sonra bana,
Ne gülüşlerin çare,
Ne öpüşlerin deva..
Özlüyorum seni işte bunu
sen bilemezsin..
Elimdeki içkinin buruk tadı,
senin hayatımdaki varlığın gibi
bir içimlik yani...
Yağmurdan sonraki o ilk güneş ışığı,
toprağın baygın, mis kokusu,
yapraktaki çiğ tanesinin,
üzerinde pırıldayan,
o rengarenk kalp atışı,
sen..aşkım,
Sırça saraylardaymış,
hiç bitmeyecek sandığım saltanatım..
Kanatıyor dudaklarımı, hep içime attıklarım..
Bir hayalmiş..sadece bir yanılsama..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!