Kavramlar sarhoş olunca
Akıl vurur şuursuzca, tavana
Gözler kararır aydınlıkta
Kalp zifiri karanlıklarda
İnsan şaşırır düzgün yolda
Ve bencillik girince araya
Kavramlar çıkmaz düz yola
Ben kaleleri vardır, gerçekten içre
Biz ülkeleri vardır insanlıktan öte
İlkeleri kendinden menkul biçimde
Ötelediğimiz her şey ihanet içre
Kavramlaşır düşünce iksirinde
Kahraman, sapık, hain, gerici
Düşünceden öte, fikrin öteberisi
Sağdan sola, soldan sağa yelpaze
Fikirler süpürülür, ortalık kepaze
Bencillikler saldırıda, dinden içre
Dünyevi çıkarlar dönüşür cennete
Nice şair, yazar, siyasetçi, kahraman
Konuşulur, sarhoş kavramlar ağzından
Her aklın mahkeme-i Kübra-sı yalanından
Darağaçları kurulur bencil yasalarından
Üstünde Demoklesin kılıcı sallanırken
Altında baskıların ateşi yanıp tutuşurken
Naralar atılır sarhoş kavramlar ilkesinden
Makro paşayı bulamazcın, ilacı merheminden
14.08.2009 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 14.8.2009 00:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir toplumun bölünmesi, toplumu oluşturan insanların kelimelere yüklediği anlamlardan kaynaklanır. Kelimelere yüklenilen anlamlar, beyinlerde kavramlaşır ve insanın yaşamı haline gelir. Bütünlük içindeki toplumların insanları, kelimeleri kullanırken, aynı duygu, aynı düşünceleri paylaşırlar. Ülkemizde ise kavramlar alaboradır. Zira insanlarımız aynı kelimeleri kullanırlar. Ama kelimelere aynı anlamları yüklemezler. Mesela; demokrasi denildiğinde, düşünceler kendini iktidara götüren olgularda, demokrasinin varlığından söz eder. Eğer ortadaki demokrasi oyununda karşı taraf iktidar olmuşsa, ülkede demokrasi yok olmuştur. Mesela; ihanet kavramında, düşünceler kendini, ülkenin sahipliğinden, iktidarından uzaklaştıran tüm olguları ihanet olarak değerlendirir. Mesela; darbeler veya ihtilal. Darbeler veya ihtilalı yapanlar, düşüncelerimize uygunsa, ihtilal olmaktan, darbe olmaktan çıkar. Özgürlük mücadelesinin kazanılması olarak değerlendirilir. Düşüncelerimize uygun değilse, despotluk, baskıcılık, tiranlık olarak algılanır. Bu ülkede 27 Mayıs ihtilaline toz kondurmayan, ama diğer ihtilallere karşı çıkanlar vardır. Niçin, güya 27 Mayısı milliyetçi sol yapmıştır. Diğerleri sola karşı yapılmıştır. Yargı budur. Bir toplumun çocukları, halkına, polisine, askerine kurşun sıkıyorsa; kurşun sıkanlar kimine göre özgürlük mücadelesinin kahramanları, kimine göre vatan hainleridir. Mesela; komünistlere göre, halka, polise, askere kurşun sıkan komünistler özgürlük kahramanları iken, Halka, polise, askere kurşun sıkan, milliyetçiler, dine inananlar vatan haini olarak algılanır. Komünistlere göre, kurşun sıktıkları halk, polis, asker vatan hainleridir. Devleti ele geçirmişlerdir. İdeolojik savaşların getirdiği kavramsal boyutların şaşkınlığında, sarhoşluğunda, toplumda aynı kelimeler kullanılırken, ortada kan dökülüyorsa, kelimelere yüklenilen anlamlar farklıdır. Eğer düşünceler, kendisi gibi düşünmeyen insanları hain ilan edebilecek cesareti gösteriyorsa, bunu kendine hak görüyorsa, artık toplumdaki bütünlükten söz etmek yanlıştır. Düşünce sahiplerinin, benim gibi inanmayanlar haindir demesini, ideolojisinin etik davranışlarının gereği görüyorsa, insanlık sınavında, insanlıktan ayrılarak farklılaşmayı, düşüncelerini diğerlerine egemen kılmayı düşünüyordur. Yaprağı kımıldatan her düşünce, kendini kahraman görüyorsa, istikrarı, sakinliği, barışı isteyen düşünceler hainlik, uyuşukluk olarak tanımlanabilir. Onlara göre istikrar, sakinlik, barış, statükoyu korumaktır. Statükoyu korumaya çalışmak ise, muhafazakârlıktır. Muhafazakârlık ise özgürlüğün önündeki en büyük engeldir. Ama kendini kahraman gören düşünceler, iktidarı ele geçirmişse, toplumdan isteyecekleri tek şey, istikrar, barış ve sakinliktir. Yani ben iktidarsam, toplumda istikrarı, sakinliği, barışı istiyorsam, iktidar iken… Yani ben muhalefetteysem, toplumsa, savaşı istiyorsam, muhalefetteyken… Kavramlarım muhalefet ve iktidar olmaya göre değişiyorsa… Değerlerin algılanışında bir sapıklık var demektir. Toplum olma algısının robotlaşma olmadığının kavranması, insan olmanın gereğidir. Eğer düşünceler toplumları sadece kendi düşüncelerine göre robotlaştırmayı istiyorlarsa, o zaman insanlık değerleri yok ediliyor demektir. Geçmişte faşist iktidarlar, komünistler, kurdukları düzenlerde toplumları robotlaştırmayı isteyerek başarıya ulaşamamışlardır. Almanya’da Adolf Hitler, Rusya’da komünist liderler, Çin’de Mao Çe-tung, toplumları robotlaştırmak için çok uğraştılar. Hatta Çin’de, tek tip yaşam, elbise, tavır, davranış sergisi yapılmaktaydı. Yani farklı renkte veya biçimde kesilmiş elbise giymek bile yasaktı. Sanki bir toplum, asker mantığıyla yönetiliyor. Sivilleşme algısı kabul edilemiyordu. Ülkemizde de, toplumları tek tip insan kılmak isteyen düşünceler mevcuttur. Değişmez ve tartışılmaz ilkeler koyarak, toplumları robotlaştırmak isteyen despot anlayışlar, toplumdaki çoğulculuğu, düşünce farklılıklarına tahammülsüzlükleriyle kendilerini belirtmektedirler. Günümüz dünyası, farklı düşüncelerin, farklı yaşam çizgilerinin toplumlara yansıdığı gerçeğiyle karşı karşıyadır. Artık eskisi gibi, despot, faşist rejimler, baskıcı ideolojiler alkışlanmamakta, insanlık dışı sayılmaktadır. Ne var ki, ülkemizde hala eskinin etkisinden kurtulamamış, despot, faşist anlayışlarını, aydınlık ve çağdaşlık formunda egemen kılmak isteyen düşünceler vardır. Onlar seslerini her yükselttiğinde, karşı düşünceleri hainlikle suçlarlar. Onlar seslerini her yükselttiğinde, darbeleri, darbecileri kutsarlar. Onlar seslerini her yükselttiğinde, başkalarının yaşam haklarını daraltmaya çalışırlar. Ve ne yazık ki onların her sesinin yükselmesinde, insanlık söylemi sıradan bir şekilde kullanılır. İnsanlık, insan sevgisi, barış, özgürlük sloganları ortalığı kasıp kavurur… Ama insanlık, insan sevgisi, barış ve özgürlük sadece kendileri içindir. Başkalarına ise, kan, gözyaşı, zulüm, kısıtlama reva görülür. “Ben gibi olmayan, biz gibi düşünmeyen haindir, satılmıştır” kavramıyla, kendisi gibi düşünmeyenlerin üzerlerine saldırırlar. Böyle davrananlara tek bir söz söylemek gerek... “Sizden başka, hem de çoğunluk olarak bu ülkede yaşayanlar var” Onları görmezden gelirseniz, onlar sizi hiç görmez.
![Mehmet Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/08/14/sarhos-kavramlar-2.jpg)
Sizi kutluyorum üstadım.
TÜM YORUMLAR (23)