bir şarapçı Teyfik vardı
kaldırıma oturur şarabını yudumlardı
ayıkken gören kimse olmamışsa da
asla da kimselere bir zararı dokunmazdı
bazen anlatırlardı başından geçen hazin bir aşk hikayesini
canından çok sevipte kavuşamadığı can gelinini
ama gerçek ama yanlış,orasını bilemem
daha sonra kendini içkiye verişini
sırtını bir duvara yaslar kaldırıma otururdu erkenden
en ucuz,sinekli şarabını içerdi gün başlarken
bazen kendi kendine söylenir gülerdi
bazıları da deli belledi onu bu yüzden
evi barkı neresidir kimse bilmezdi
görünür kaybolur nereye gider kimse görmezdi
birgün destan gibi bir kar yağdı İzmir'in üzerine
oysa kar nedir,onu da İzmir'de kimse bilmezdi
bembeyazdı ortalık,kar doluydu her yer
dondurucu soğuktan buz kesmişti ayaklar,eller
eve giderken,yol üstünde kıvrılmış yatan Teyfiği gördük
uyur sanırdı garibanı hep görenler
asfalt yolun ortasına kıvrılmış yatıyordu
etrafı bembeyazdı,karla doluydu
Teyfiğin üstü ise kupkuru,damla kar değmemiş
belli ki o Allah'ın sevgili bir kuluydu
uyandıralım dedik,dürteriz,Teyfik uyanmaz
fırtınayı,karı asla kafasına takmaz
gözleri açık,sonsuzluklar vardı sanki içinde
şarapçı Teyfik bu,yattımı şart olsun kalkmaz
bir garipti hali,bakalım dediler
yetişkinler toplanıp,ölmüş dediler
artık başka dünyalarda yudumluyordu şarabını Teyfik
bu dünyadan sırasını savdı dediler
insandık hepimiz,çok severdik konuşmayı
bilir bilmez suçlayıp damgalardık başkalarını
diri Teyfiğin demediğini ölü Teyfik bize gösterdi
Yaratan Allah bazen başka severdi kullarını...
26.Nisan.2011.İzmir
Ali Efeoğlu
Kayıt Tarihi : 27.4.2011 13:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!