Şarabın kaç öyküsü var...

geceydi
rüya gördüm
ben gece uyumayı severim
en güzel uyuma saatleri
çeken yanıda sessizliği belki
ben uyurken göremiyorum
gözlerimi kapatıyorum çünkü

güzel keşif
hep böyle öğrendim
bir kere şarap içmiştim
fazla işmişim ki
buldum kafayı
çevirdim içimde mavi sancıyı
nasıl dönüyor bir bilsen
bir gün bir saat dersin

anlamadın değil mi
şarabın kaç öyküsü var bir bilsen
ben biliyorum
çünkü şarap bile yapıyorum
tatlı oluyor genelde
şerbet gibi biraz
fakat çarpıyor
hatırlatıyor mavi sızıyı
unutmak yok yani
yalandır söyler
iç'ince unutuyorum diyenler

film repliği; *

- madem sevmedin o kadını, neden gidip birlikte oldun
- canım çok sıkılıyordu, içimden birini mutlu etmek geçti
- ne saçma
- saçma falan ama, olay bu
- defol, salak

rüyada kalmıştık
elimde çamur gibi bir şeyle
vuruyorken yerlere
birden siyaha dönen
bir panter oluştu gözümle
kovdum ve korktum haliyle
korkulu rüyalar görmek bile moda
aslında gerektiğinden.
muhakeme yapıyor bunu beyin
- günlük olayların yorumu rüyalar-
demek ki endişeliyim

bak bilmekten bu
bu bozkırın ortasında olsam
sulama, çapalama, ot ayıklama desem
toprağa her gün el sürsem
göğüm ve toprak ana desem
bu kadar dağılmazdım rüyalarda
dert etmezdim bilmeyi bu kadarda
zahmetli iş,
yorucu,
sel gelir
alıp gitmeye kalkar
ne tutar
düşünmek lazım insanı

su yılı / yaşayan şeyler yazmak lazım illa.

* bir filmde böyle bir mevzu vardı, biraz renklendirdim. filmi hatırlarsam söylerim.