1
Sanman bizi kim şîre-i engûr ile mestiz
Biz ehli harâbâtdanız mest-i Elest'iz
Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanır lîk
Bizi mâil-i bûs-ı leb-i câm ü kef-i destiz
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Goog'ledeki araştırmaları buraya aktarıyorum.
Bağdatlı Ruhi
Hayatı
Bağdat doğumlu olduğu bilinen şairin doğum tarihi bilinmemektedir. Bağdat doğumlu olduğu için Bağdatlı Ruhî olarak anılmıştır. Gerçek ismi Osman'dır. Babası Osmanlı ordusunda bir askerdi, kendisi de sipahi olmuştur. Dönemin önemli, ünlü isimleriyle arkadaşlık kurmuştur. Çeşitli savaşlara katılmıştır. Eleştirel tarzı ve yalın üslubu ile ünlenmiştir. Toplumun sorunlarına ilişkin yazmayı tercih etmiştir. 1605 yılında Şam'da öldüğü bilinmektedir.
Çalışmaları
Bağdatlı Ruhi'nin en çok etkilendiği şair Fuzuli'dir, Fuzuli'nin oğlu Fazlı ile de arkadaşlık kurmuştur. Revaçta olan aşk, kahramanlık gibi konular üzerine yazmaktansa yaşadığı bölgelerin idari sistemlerinin meseleleri, toplumun sorunlu ve eksik noktaları, yanlış din anlayışı gibi konularda, eleştirel bir stilde yazmıştır.
Bağdatlı Ruhi'nin en ünlü ve en önemli eseri Terkib-i Bend isimli manzumesidir. 17 bendlik manzumeye Türk edebiyatının önemli isimleri (Şeyh Galip, Ziya Paşa gibi) nazireler yazmıştır.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/edebiyat-tr/224168-bagdatli-ruhi-bagdatli-ruhi-kimdir-bagdatli-ruhi-
Güne kıymetli bir şair ve şiir düşmüştür.Seçki kuruluna teşekkür ederim.Ayrıca günümüz türkçesine çeviren sayın Balkarlı'yı da tebrik ederim.
Öncelikle çeviriyi yapan değerli kardeşimiz Orhan Balkarlı'yı kutluyorum.Şiirin yorumu şiirin içinde. Saygılarımla.
güzel bir örnek
1/1 Sanman bizi kim şîre-i engûr ile mestüz
Biz ehl-i harâbâtdanuz mest-i elestüz
1/6 Mâ’il degülüz kimsenin âzârına ammâ
Hâtır-şiken-i zâhid-i peymâne-şikestüz
1/2 Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanur lîk
Biz mâil-i bûs-i leb-i câm ü kef-i destüz
1/5 Erbâb-i garaz bizden ırağ olduğı yegdür
Düşmez yere zîrâ okumuz sâhib-i şastuz
Bu beyitlerde şair, “kavm ve rindân” sözleriyle grubu
kastederek, grubunun sözcüsü olarak konuşuyor ve savunmaya devam
ediyor; rintleri tanıtıyor. Onların, zahidin zannettiği gibi şarap
içerek değil, ilahî aşk şarabıyla sarhoş olduğunu söylüyor. Rint,
gönül ehli, aşık, sevecen, hoşgörülü, garazsız bir kişidir.
2/6 Mey sun bize sâkî biziz ol kaim ki dirler
Rindân-ı sabûhî-zede-i bezm-i kıdemdür
1/7 Hem-kâse-i erbâb-ı dilüz ‘arbedemüz yok
Mey-hânedeyüz gerçi velî ‘aşk ile mestüz
Şair bu beyitlerde de rintleri tanıtmaya devam ediyor. Rint için
bu dünyada her şey birdir; zevk ve safa ile dert ve gamın, zenginlik
ile fakirliğin bir farkı yoktur. Hiçbir şeyi dert edinmeyen,
umursamayan, daima sarhoş, aklı başında olmadan kendi sarhoşluğuyla
yaşayan bir kimsenin zaten bir derdi olmaz. Böyle bir rint bu dünyayı
da öteki dünyayı da düşünmez, idrâk edemez. Rint, şekilde zerre fakat
mânâda güneştir; ilahî ruhtan bir nefestir. Rindin bu sözlerinde
zahide karşı hem bir savunma, hem bir övünme ve ululanma, hem de
tehdit vardır.
Özetle diyor ki nice insanlar görürsünüz yan yana dururlar, birinin âleminden diğerine gidebilecek vâsıtâ henüz îcâd edilemedi :)
derdimiz vardır bizim
dertten öte dermandır
şekvacı değiliz lakin
felek bize düşmandır
@..
Hımmm efendinin aklı iyice karışık sözleri okkalı sonuçsa sarhoşlukla demli dili fetbaz bir adam..
Ezberimde olan beyti vardır ...sık sık aklıma düşer...çünkü öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bağdatlı ruhi yaşıyor olsaydı kimbilir daha ne beyitler döktürürdü bu devir için... ..
yuf hârına dehrin, gül i gülzârına hem yuf
ağyarına hem yuf yârı vefakarına hem yuf
bu devrin ateşine de yuh, gülüne gülbahçesine de yuh
düşmanına da yuh, vefâlı yârine de hem yuh
Demiş şair..
valla yeri geliyor insan hak veriyor şaire...
hayırla yad edelim merhumu...
Bağdatlı Ruhi kimdir, hayatı, eserleri
Bağdatlı Ruhî, (?-1605) Osmanlı Divan edebiyatı şairi.
Bağdat doğumlu olduğu bilinen şairin doğum tarihi bilinmemektedir. Bağdat doğumlu olduğu için Bağdatlı Ruhî olarak anılmıştır. Gerçek ismi Osman'dır. Babası Osmanlı ordusunda bir askerdi, kendisi de sipahi olmuştur. Dönemin önemli, ünlü isimleriyle arkadaşlık kurmuştur. Çeşitli savaşlara katılmıştır. Eleştirel tarzı ve yalın üslubu ile ünlenmiştir. Eserlerinde toplumsal sorunları işlemiştir. 1605 yılında Şam'da öldüğü bilinmektedir.
Bağdatlı Ruhi'nin en çok etkilendiği şair Fuzuli'dir, Fuzuli'nin oğlu Fazlı ile de arkadaşlık kurmuştur. Aşk, kahramanlık gibi konular üzerine yazmaktansa yaşadığı bölgelerin idari sistemlerinin meseleleri, toplumun sorunlu ve eksik noktaları, yanlış din anlayışı gibi konularda, eleştirel bir üslupla şiirler yazmıştır.
Bağdatlı Ruhi'nin en ünlü eseri Terkib-i Bend isimli manzumesidir. 17 bendlik manzumeye Türk edebiyatının önemli isimleri (Şeyh Galip, Ziya Paşa gibi) nazireler yazmıştır.
Eserlerinden örnek
Andım Ağladım
Sanmanız kim mihnet-i hicranı andım ağladım
Zevk-i vaslıyla geçen devranı andım ağladım
Gösterip cevrinden ağyara şikayet suretin
Subh olunca dün gece cananı andım ağladım
Vaiz eşkim havf-ı duzahdan sanır bilmez ki ben
Dilde olan ateş-i suzanı andım ağladım
Kimi tiğinden kimi hançerinden ağladı
Ben biraz ol gamze-i fettanı andım ağladım
Dam-ı gamdan olduğumdan giryemi sanman ki yar
Gayrılarla ettiği seyranı andım ağladım
Arz-ı mihrinden rakibin hande el verdi bana
Dildeki suz-ı gam-ı pinhanı andım ağladım
Himmet-i hubanı gördüm zikr eder erbab-ı aşk
Sevdiğimden gördüğüm ihsanı andım ağladım
Ruhiya gülşende gördüm gülden ağlar andelip
Ben heman ol gonce-i handanı andım ağladım
Şair : Bağdatlı Ruhi
Terkib-i Bend'in birinci bend
Sanmam bizi kim şîre-i engûr ile mestüz
Biz ehl-i harabâtdanuz mest-i Elest'üz
Ter-dâmen olanlar bizi alûde sanur lîk
Biz mâil-i bûs-i leb-i câm ü kef-i destüz
Sadrın gözedüb neyleyelim bezm-i cihânın
Pâ'yi hum-i meydir yirimüz bâde-perestüz
Mâil değiliz kimsenin âzârına ammâ
Hâtır-şiken-i zâhid-i peymâne şikestüz
Erbâb-i garez bizden ırağ olduğu yeğdir
Düşmez yare zirâ okumuz sâhib-i şeştüz
Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyuz
A'lâlara a'lâlanuruz pest ile pestüz
Hem-kâse-i erbâb-ı dilüz arbedemiz yok
Mey-hânedeyüz gerçi velî ışk ile mestüz
Biz mest-i mey-i mey-kede-i âlem-i cânuz
Ser-halka-i cem'iyyet-i peymâne-keşânuz
Terkib-i Bend / İkinci Bend
Sâki getir ol badeyi kim dâfi-i gamdır
Saykal vur o mir'âta ki pür-jeng-i elemdir
Dil-besteleriz bizden irâğ eyleme bir dem
Ol bâdeyi kim nûr-ı dil ü dîde-i Cem'dir
Ey hâce fenâ ehline zinhâr ululanma
Dervîşi bu mülkün şeh-i bî-hayl ü haşemdir
Hâk ol ki Hudâ mertebeni eyleye âlî
Tâc-ı ser-i âlemdir o kim hâk-i kademdir
Gel doğrulalım meygedeye rağmına anın
Kim bâr-ı riyâdan kad-i bergeştesi hamdır
Mey sun bize sakî biziz ol kavm ki derler
Rindânı sabûhî-zede-i bezm-i kıdemdir
Bu nazmı Peyâmî'den işit hâle münâsip
Kim zübde-i yârân-ı sühandân-ı Acem'dir
'Mâ rindî sabûhî-zede-i bezm-i Elestim
Pîş ez-heme sâgar-keş ü bîş ez-heme mestîm'¹
Şair : Bağdatlı Ruhi
Terkib-i Bend / üçüncü Bend
Hoş gûşe-i zevk idi safâ ehline âlem
Bir hâl ile sürseydi eğer ömrünü Âdem
Sıhhat sonu derd olmasa vuslat sonu hicrân
Nûş âhiri nîş olmasa sûr âhiri mâtem
Bu âlem-i fânîde safâyı ol eder kim
Yeksân ola yanında eğer zevk ü eğer gam
Dâim ola hem-sohbet-i rindân- kadeh-nûş
Vârın koya meydâna eğer bîş ü eğer kem
Sûfî ki safâda geçinür Mâlik-i Dînâr
Bir dirhemini alsan olur hâtırı derhem
Zâhir bu ki âhir yeri hâk olsa gerekdir
Ger dîrheme muhtaç ola ger mâlik-i dirhem
Mey sun bize sâkî içelim rağmına anın
Kim cehli ile bilmediği yerden urur dem
Her münkir-i keyfiyet -i erbab-ı harâbât
Öz aklı ile hakkı diler kim bula heyhât
Bağdatlı Ruhi
Terkib-i Bend / Dördüncü Bend
Gör zâhidi kim sâhib-i irşâd olayım der
Dün mektebe vardı bugün üstâd olayım der
Meyhânede ister yıkılup olmağı vîrân
Biçare harabatta abat olayın der
Elden komasın gül gibi câm - meyi bir dem
Her kim ki bu gamhânede dilşâd olayım der
Bir serv kadin bende-i efkendesi olsun
Âlemde o kim gussadan âzâd olayım der
Ömrün geçürüp kûh-ı belâda dil-i şeydâ
Berhemzen-i hengâme-i Ferhâd olayım der
Vasl istemeyüp hecr ile hoş gitdiği bu kim
Miskin gam-ı cânâneye mu'tâd olayım der
Gezdi yürüdü bulmadı bir eğlenecek yer
Min-ba'd yine âzim-i Bagdâd olayım der
Bagdâd sadeftir güher-i dürr-i Necef'tir
Yanında anın dürr ü güher seng-i hazefdir
Şair : Bağdatlı Ruhi
Terkib-i Bend / Beşinci Bend
Ol gevher-i yektâ ki bulunmaz ana hemtâ
Gelmez sadef-i kevne bir öyle dür-i yektâ
Ol zat-ı şerife yaraşır da'vî-i himmet
Kim oldu ne dünya ana maksûd ne ukbâ
Kim derk eder anı ki ola zânına ma'lum
Remz-i kütüb-i medrese-i alem-i bâlâ
Ol zahidin ağlar yer ü gök haline yarın
Kim içmeye destinden anın câm-ı musaffa
Bir noktadadır sırrı dedi çâr kitabın
Ol çârdadır sırr-ı kütüphane-i eşya
Ol nokta benim dedi dönüp remzini seyret
Ya'ni ki benim cümle-i esmâya müsemmâ
Çün hisse imiş kıssadan ehl-i dile maksûd
maksûd nedir anla bil ey ârif-i dânâ
Hep mağlata vü lâklâkadır bâtın u zâhir
Bir nokta imiş asl-ı sühan evvel ü âhir
Şair : Bağdatlı Ruhi
Terkib-i Bend / Altıncı Bend
Vardım seher-i ta'at içün mescide nâgâh
Gördüm oturur halka olup bir nice gümrâh
Girmiş kemer-i vahdete almış ele tesbîh
Her birisinin vird-i zebânı çil ü pencâh
Dedim ne sayarsız ne alırsuz ne satarsız
K'asla dilinizde ne Nebî var ne hod Allâh
Dedi biri kim şehrimizi hâkim-i vakti
Hayretmek içün halka gelür mescide her gâh
İhsânı ya pencâh u ya çildir fukaraya
Sabreyle ki demdir gele ol mîr-i felek-câh
Geldiklerini mescide bildim ne içündür
Yüz göndürüp anda dedim ey kavm olun âgâh
Sizden kim ırâğ oldu ise Hakk'a yakındır
Zira ki dalâlet yoludur gitdiğiniz râh
Tahkîk bu kim hep işiniz zerk ü riyâdır
Taklîddesiz ta'atınız cümle hebadır
Şair : Bağdatlı Ruhi
Terkib-i Bend / Yedinci Bend
Dünyâda denîlerden idersün taleb-ı kâm
Ey hâm-tamâ niceye dek bu tamâ-ı ham
Bir nâ-halefi cübbe vü destâr ile görsen
Eylersün anun cübbe vü destârına ikrâm
Nakşın çıkarup eylemedin zâtını malûm
Başlarsun ana eylemeğe hâlüni i’lâm
Cerrâr deyü virmez olur Tanrı selâmın
Şermende ider eylese sana bir habbece in’âm
Vay er olasun hırkada nâmun ola dervîş
Mülhid deyü yandurmağa eyler seni ikdâm
Yazık sana kim eyleyesün hırs u tamâ’dan
Bir habbe içün kendüni âlemlere bed-nâm
Yok sende kanâat gözün aç olduğu oldur
Rızkun irişür yohsa eğer subh eğer şâm
Et lokması lâzım mı toyurmaz mı seni nân
Zehr olsun o lokma k’ola pesmânde-i dûnân
Şair : Bağdatlı Ruhi
Terkib-i Bend / Sekizinci Bend
Ebnâ-zamânın talebi nâm u nişândır
Her biri tasavvurda fülân ibn-i fülandır
Güftara gelüp söyleseler cehl-i mürekkep
Zu'munca velî her biri bir kutb- zamândır
Erbab-ı hıred zerre kadar mu'tekid olmaz
Ol mürşide kim mu'tekad-ı bî-hiredândır
Taklid ile seccade-nişin olmuş oturmuş
Tahkikde ammâ hâr-ı bigsîste-inândır
Dermiş bana keşf oldu rümûzat-ı hakikat
Vallahi yalandır sözü billahi yalandır
Kendinden ırâğ ol düşüp ardına yorulma
Ol bî-haberin gitdiği yol zann u gümândır
Ey tâlib-i tahkîk eğer var ise derkin
Gûş et bu sözü kim haber-i ba-hâberândır
Zinhâr unutup bildiğini düşme inada
Bir pire yapış kim eresin sırr-ı maada
Şair : Bağdatlı Ruhi
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta