Sanman Bizi Kim Şîre-i Engûr İle Mestiz ...

Bağdatlı Ruhi
6

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

1

Sanman bizi kim şîre-i engûr ile mestiz
Biz ehli harâbâtdanız mest-i Elest'iz

Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanır lîk
Bizi mâil-i bûs-ı leb-i câm ü kef-i destiz

Tamamını Oku
  • Melahat Demir
    Melahat Demir 08.11.2012 - 09:35

    Goog'ledeki araştırmaları buraya aktarıyorum.

    Bağdatlı Ruhi

    Hayatı

    Bağdat doğumlu olduğu bilinen şairin doğum tarihi bilinmemektedir. Bağdat doğumlu olduğu için Bağdatlı Ruhî olarak anılmıştır. Gerçek ismi Osman'dır. Babası Osmanlı ordusunda bir askerdi, kendisi de sipahi olmuştur. Dönemin önemli, ünlü isimleriyle arkadaşlık kurmuştur. Çeşitli savaşlara katılmıştır. Eleştirel tarzı ve yalın üslubu ile ünlenmiştir. Toplumun sorunlarına ilişkin yazmayı tercih etmiştir. 1605 yılında Şam'da öldüğü bilinmektedir.

    Çalışmaları

    Bağdatlı Ruhi'nin en çok etkilendiği şair Fuzuli'dir, Fuzuli'nin oğlu Fazlı ile de arkadaşlık kurmuştur. Revaçta olan aşk, kahramanlık gibi konular üzerine yazmaktansa yaşadığı bölgelerin idari sistemlerinin meseleleri, toplumun sorunlu ve eksik noktaları, yanlış din anlayışı gibi konularda, eleştirel bir stilde yazmıştır.

    Bağdatlı Ruhi'nin en ünlü ve en önemli eseri Terkib-i Bend isimli manzumesidir. 17 bendlik manzumeye Türk edebiyatının önemli isimleri (Şeyh Galip, Ziya Paşa gibi) nazireler yazmıştır.

    Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/edebiyat-tr/224168-bagdatli-ruhi-bagdatli-ruhi-kimdir-bagdatli-ruhi-

    Cevap Yaz
  • Melahat Demir
    Melahat Demir 08.11.2012 - 09:32

    Güne kıymetli bir şair ve şiir düşmüştür.Seçki kuruluna teşekkür ederim.Ayrıca günümüz türkçesine çeviren sayın Balkarlı'yı da tebrik ederim.

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi 08.11.2012 - 09:32

    Öncelikle çeviriyi yapan değerli kardeşimiz Orhan Balkarlı'yı kutluyorum.Şiirin yorumu şiirin içinde. Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 08.11.2012 - 09:10

    güzel bir örnek

    Cevap Yaz
  • Xalide Efendiyeva
    Xalide Efendiyeva 08.11.2012 - 08:59

    1/1 Sanman bizi kim şîre-i engûr ile mestüz
    Biz ehl-i harâbâtdanuz mest-i elestüz
    1/6 Mâ’il degülüz kimsenin âzârına ammâ
    Hâtır-şiken-i zâhid-i peymâne-şikestüz
    1/2 Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanur lîk
    Biz mâil-i bûs-i leb-i câm ü kef-i destüz
    1/5 Erbâb-i garaz bizden ırağ olduğı yegdür
    Düşmez yere zîrâ okumuz sâhib-i şastuz
    Bu beyitlerde şair, “kavm ve rindân” sözleriyle grubu
    kastederek, grubunun sözcüsü olarak konuşuyor ve savunmaya devam
    ediyor; rintleri tanıtıyor. Onların, zahidin zannettiği gibi şarap
    içerek değil, ilahî aşk şarabıyla sarhoş olduğunu söylüyor. Rint,
    gönül ehli, aşık, sevecen, hoşgörülü, garazsız bir kişidir.
    2/6 Mey sun bize sâkî biziz ol kaim ki dirler
    Rindân-ı sabûhî-zede-i bezm-i kıdemdür
    1/7 Hem-kâse-i erbâb-ı dilüz ‘arbedemüz yok
    Mey-hânedeyüz gerçi velî ‘aşk ile mestüz
    Şair bu beyitlerde de rintleri tanıtmaya devam ediyor. Rint için
    bu dünyada her şey birdir; zevk ve safa ile dert ve gamın, zenginlik
    ile fakirliğin bir farkı yoktur. Hiçbir şeyi dert edinmeyen,
    umursamayan, daima sarhoş, aklı başında olmadan kendi sarhoşluğuyla
    yaşayan bir kimsenin zaten bir derdi olmaz. Böyle bir rint bu dünyayı
    da öteki dünyayı da düşünmez, idrâk edemez. Rint, şekilde zerre fakat
    mânâda güneştir; ilahî ruhtan bir nefestir. Rindin bu sözlerinde
    zahide karşı hem bir savunma, hem bir övünme ve ululanma, hem de
    tehdit vardır.

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 08.11.2012 - 03:31

    Özetle diyor ki nice insanlar görürsünüz yan yana dururlar, birinin âleminden diğerine gidebilecek vâsıtâ henüz îcâd edilemedi :)

    Cevap Yaz
  • Sükûn Ve İnşirah
    Sükûn Ve İnşirah 08.11.2012 - 01:08

    derdimiz vardır bizim
    dertten öte dermandır
    şekvacı değiliz lakin
    felek bize düşmandır

    @..

    Cevap Yaz
  • Belgin Sönmez
    Belgin Sönmez 08.11.2012 - 00:37

    Hımmm efendinin aklı iyice karışık sözleri okkalı sonuçsa sarhoşlukla demli dili fetbaz bir adam..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 08.11.2012 - 00:12

    Ezberimde olan beyti vardır ...sık sık aklıma düşer...çünkü öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bağdatlı ruhi yaşıyor olsaydı kimbilir daha ne beyitler döktürürdü bu devir için... ..

    yuf hârına dehrin, gül i gülzârına hem yuf
    ağyarına hem yuf yârı vefakarına hem yuf

    bu devrin ateşine de yuh, gülüne gülbahçesine de yuh
    düşmanına da yuh, vefâlı yârine de hem yuh

    Demiş şair..

    valla yeri geliyor insan hak veriyor şaire...

    hayırla yad edelim merhumu...

    Cevap Yaz
  • Aşık Alemi
    Aşık Alemi 11.09.2011 - 12:07

    Bağdatlı Ruhi kimdir, hayatı, eserleri


    Bağdatlı Ruhî, (?-1605) Osmanlı Divan edebiyatı şairi.

    Bağdat doğumlu olduğu bilinen şairin doğum tarihi bilinmemektedir. Bağdat doğumlu olduğu için Bağdatlı Ruhî olarak anılmıştır. Gerçek ismi Osman'dır. Babası Osmanlı ordusunda bir askerdi, kendisi de sipahi olmuştur. Dönemin önemli, ünlü isimleriyle arkadaşlık kurmuştur. Çeşitli savaşlara katılmıştır. Eleştirel tarzı ve yalın üslubu ile ünlenmiştir. Eserlerinde toplumsal sorunları işlemiştir. 1605 yılında Şam'da öldüğü bilinmektedir.

    Bağdatlı Ruhi'nin en çok etkilendiği şair Fuzuli'dir, Fuzuli'nin oğlu Fazlı ile de arkadaşlık kurmuştur. Aşk, kahramanlık gibi konular üzerine yazmaktansa yaşadığı bölgelerin idari sistemlerinin meseleleri, toplumun sorunlu ve eksik noktaları, yanlış din anlayışı gibi konularda, eleştirel bir üslupla şiirler yazmıştır.

    Bağdatlı Ruhi'nin en ünlü eseri Terkib-i Bend isimli manzumesidir. 17 bendlik manzumeye Türk edebiyatının önemli isimleri (Şeyh Galip, Ziya Paşa gibi) nazireler yazmıştır.



    Eserlerinden örnek



    Andım Ağladım

    Sanmanız kim mihnet-i hicranı andım ağladım
    Zevk-i vaslıyla geçen devranı andım ağladım

    Gösterip cevrinden ağyara şikayet suretin
    Subh olunca dün gece cananı andım ağladım

    Vaiz eşkim havf-ı duzahdan sanır bilmez ki ben
    Dilde olan ateş-i suzanı andım ağladım

    Kimi tiğinden kimi hançerinden ağladı
    Ben biraz ol gamze-i fettanı andım ağladım

    Dam-ı gamdan olduğumdan giryemi sanman ki yar
    Gayrılarla ettiği seyranı andım ağladım

    Arz-ı mihrinden rakibin hande el verdi bana
    Dildeki suz-ı gam-ı pinhanı andım ağladım

    Himmet-i hubanı gördüm zikr eder erbab-ı aşk
    Sevdiğimden gördüğüm ihsanı andım ağladım

    Ruhiya gülşende gördüm gülden ağlar andelip
    Ben heman ol gonce-i handanı andım ağladım



    Şair : Bağdatlı Ruhi


    Terkib-i Bend'in birinci bend

    Sanmam bizi kim şîre-i engûr ile mestüz
    Biz ehl-i harabâtdanuz mest-i Elest'üz

    Ter-dâmen olanlar bizi alûde sanur lîk
    Biz mâil-i bûs-i leb-i câm ü kef-i destüz

    Sadrın gözedüb neyleyelim bezm-i cihânın
    Pâ'yi hum-i meydir yirimüz bâde-perestüz

    Mâil değiliz kimsenin âzârına ammâ
    Hâtır-şiken-i zâhid-i peymâne şikestüz

    Erbâb-i garez bizden ırağ olduğu yeğdir
    Düşmez yare zirâ okumuz sâhib-i şeştüz

    Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyuz
    A'lâlara a'lâlanuruz pest ile pestüz

    Hem-kâse-i erbâb-ı dilüz arbedemiz yok
    Mey-hânedeyüz gerçi velî ışk ile mestüz

    Biz mest-i mey-i mey-kede-i âlem-i cânuz
    Ser-halka-i cem'iyyet-i peymâne-keşânuz




    Terkib-i Bend / İkinci Bend

    Sâki getir ol badeyi kim dâfi-i gamdır
    Saykal vur o mir'âta ki pür-jeng-i elemdir

    Dil-besteleriz bizden irâğ eyleme bir dem
    Ol bâdeyi kim nûr-ı dil ü dîde-i Cem'dir

    Ey hâce fenâ ehline zinhâr ululanma
    Dervîşi bu mülkün şeh-i bî-hayl ü haşemdir

    Hâk ol ki Hudâ mertebeni eyleye âlî
    Tâc-ı ser-i âlemdir o kim hâk-i kademdir

    Gel doğrulalım meygedeye rağmına anın
    Kim bâr-ı riyâdan kad-i bergeştesi hamdır

    Mey sun bize sakî biziz ol kavm ki derler
    Rindânı sabûhî-zede-i bezm-i kıdemdir

    Bu nazmı Peyâmî'den işit hâle münâsip
    Kim zübde-i yârân-ı sühandân-ı Acem'dir

    'Mâ rindî sabûhî-zede-i bezm-i Elestim
    Pîş ez-heme sâgar-keş ü bîş ez-heme mestîm'¹

    Şair : Bağdatlı Ruhi





    Terkib-i Bend / üçüncü Bend

    Hoş gûşe-i zevk idi safâ ehline âlem
    Bir hâl ile sürseydi eğer ömrünü Âdem

    Sıhhat sonu derd olmasa vuslat sonu hicrân
    Nûş âhiri nîş olmasa sûr âhiri mâtem

    Bu âlem-i fânîde safâyı ol eder kim
    Yeksân ola yanında eğer zevk ü eğer gam

    Dâim ola hem-sohbet-i rindân- kadeh-nûş
    Vârın koya meydâna eğer bîş ü eğer kem

    Sûfî ki safâda geçinür Mâlik-i Dînâr
    Bir dirhemini alsan olur hâtırı derhem

    Zâhir bu ki âhir yeri hâk olsa gerekdir
    Ger dîrheme muhtaç ola ger mâlik-i dirhem

    Mey sun bize sâkî içelim rağmına anın
    Kim cehli ile bilmediği yerden urur dem

    Her münkir-i keyfiyet -i erbab-ı harâbât
    Öz aklı ile hakkı diler kim bula heyhât




    Bağdatlı Ruhi



    Terkib-i Bend / Dördüncü Bend

    Gör zâhidi kim sâhib-i irşâd olayım der
    Dün mektebe vardı bugün üstâd olayım der

    Meyhânede ister yıkılup olmağı vîrân
    Biçare harabatta abat olayın der

    Elden komasın gül gibi câm - meyi bir dem
    Her kim ki bu gamhânede dilşâd olayım der

    Bir serv kadin bende-i efkendesi olsun
    Âlemde o kim gussadan âzâd olayım der

    Ömrün geçürüp kûh-ı belâda dil-i şeydâ
    Berhemzen-i hengâme-i Ferhâd olayım der

    Vasl istemeyüp hecr ile hoş gitdiği bu kim
    Miskin gam-ı cânâneye mu'tâd olayım der

    Gezdi yürüdü bulmadı bir eğlenecek yer
    Min-ba'd yine âzim-i Bagdâd olayım der

    Bagdâd sadeftir güher-i dürr-i Necef'tir
    Yanında anın dürr ü güher seng-i hazefdir

    Şair : Bağdatlı Ruhi



    Terkib-i Bend / Beşinci Bend

    Ol gevher-i yektâ ki bulunmaz ana hemtâ
    Gelmez sadef-i kevne bir öyle dür-i yektâ

    Ol zat-ı şerife yaraşır da'vî-i himmet
    Kim oldu ne dünya ana maksûd ne ukbâ

    Kim derk eder anı ki ola zânına ma'lum
    Remz-i kütüb-i medrese-i alem-i bâlâ

    Ol zahidin ağlar yer ü gök haline yarın
    Kim içmeye destinden anın câm-ı musaffa

    Bir noktadadır sırrı dedi çâr kitabın
    Ol çârdadır sırr-ı kütüphane-i eşya

    Ol nokta benim dedi dönüp remzini seyret
    Ya'ni ki benim cümle-i esmâya müsemmâ

    Çün hisse imiş kıssadan ehl-i dile maksûd
    maksûd nedir anla bil ey ârif-i dânâ

    Hep mağlata vü lâklâkadır bâtın u zâhir
    Bir nokta imiş asl-ı sühan evvel ü âhir

    Şair : Bağdatlı Ruhi




    Terkib-i Bend / Altıncı Bend

    Vardım seher-i ta'at içün mescide nâgâh
    Gördüm oturur halka olup bir nice gümrâh

    Girmiş kemer-i vahdete almış ele tesbîh
    Her birisinin vird-i zebânı çil ü pencâh

    Dedim ne sayarsız ne alırsuz ne satarsız
    K'asla dilinizde ne Nebî var ne hod Allâh

    Dedi biri kim şehrimizi hâkim-i vakti
    Hayretmek içün halka gelür mescide her gâh

    İhsânı ya pencâh u ya çildir fukaraya
    Sabreyle ki demdir gele ol mîr-i felek-câh

    Geldiklerini mescide bildim ne içündür
    Yüz göndürüp anda dedim ey kavm olun âgâh

    Sizden kim ırâğ oldu ise Hakk'a yakındır
    Zira ki dalâlet yoludur gitdiğiniz râh

    Tahkîk bu kim hep işiniz zerk ü riyâdır
    Taklîddesiz ta'atınız cümle hebadır

    Şair : Bağdatlı Ruhi




    Terkib-i Bend / Yedinci Bend

    Dünyâda denîlerden idersün taleb-ı kâm
    Ey hâm-tamâ niceye dek bu tamâ-ı ham

    Bir nâ-halefi cübbe vü destâr ile görsen
    Eylersün anun cübbe vü destârına ikrâm

    Nakşın çıkarup eylemedin zâtını malûm
    Başlarsun ana eylemeğe hâlüni i’lâm

    Cerrâr deyü virmez olur Tanrı selâmın
    Şermende ider eylese sana bir habbece in’âm

    Vay er olasun hırkada nâmun ola dervîş
    Mülhid deyü yandurmağa eyler seni ikdâm

    Yazık sana kim eyleyesün hırs u tamâ’dan
    Bir habbe içün kendüni âlemlere bed-nâm

    Yok sende kanâat gözün aç olduğu oldur
    Rızkun irişür yohsa eğer subh eğer şâm

    Et lokması lâzım mı toyurmaz mı seni nân
    Zehr olsun o lokma k’ola pesmânde-i dûnân

    Şair : Bağdatlı Ruhi




    Terkib-i Bend / Sekizinci Bend

    Ebnâ-zamânın talebi nâm u nişândır
    Her biri tasavvurda fülân ibn-i fülandır

    Güftara gelüp söyleseler cehl-i mürekkep
    Zu'munca velî her biri bir kutb- zamândır

    Erbab-ı hıred zerre kadar mu'tekid olmaz
    Ol mürşide kim mu'tekad-ı bî-hiredândır

    Taklid ile seccade-nişin olmuş oturmuş
    Tahkikde ammâ hâr-ı bigsîste-inândır

    Dermiş bana keşf oldu rümûzat-ı hakikat
    Vallahi yalandır sözü billahi yalandır

    Kendinden ırâğ ol düşüp ardına yorulma
    Ol bî-haberin gitdiği yol zann u gümândır

    Ey tâlib-i tahkîk eğer var ise derkin
    Gûş et bu sözü kim haber-i ba-hâberândır

    Zinhâr unutup bildiğini düşme inada
    Bir pire yapış kim eresin sırr-ı maada

    Şair : Bağdatlı Ruhi


    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta