bir temmuz aralığından bir eylül kirişlemesine dek
İstersen hasım ol, istersen hısım,
İçimde ki yangın sönecek sanma!
Nidalı yüreğim sussa bir kısım,
Sensizlik feryadım dinecek sanma!
Yolunu ayırsan etsen de ırak,
Vuslatın düşüyle kalsam da kurak,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Teferruat bence aşktan gayrisi
bir kemiği kalmış bir de derisi
İnadına nefes alan birisi....
ölse de sevdandan geçecek sanma
Sevgili Kardeşim: Mustafa Çelebi Çetinkaya,
Şiir o kadar güzel ki; okuduktan sonra verdiği ilhamla bir dörtlük ilave etmeden sayfadan ayrılamadım:
Sevda ülkesinde gök yedi katlı,
Yolculuk acıdır vuslatı tatlı,
Bilirsin aşk atı rüzgâr kanatlı
Sen olmadan beni binecek sanma............İrfan Yılmaz
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum muhteşem şiiriniz için tebrik eder başarınızın devamını diliyorum.
Şiirin hakkı olan tam puan+antolojiyi Bodrum'dan gönderiyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun efendim.
Sevgi ve saygılarımı iletiyorum
Dr. İrfan Yılmaz. BODRUM.
Şair Dost...Yüreği güzel arkadaşım Mustafa !
Ne güzel dillendirmişsin öyle duyguları...akmış gitmiş satırlar...çok ama çok beğendim...emeği geçen dostlarada teşekkürler en yürekten...sevgiyle
Kutlarım yürek sesinizi
Sensiz ecel bile, cana kederken,
Sensizlik her nefes zülüm ederken,
Kal demem ki sana çekip giderken
Ayrılık içime sinecek sanma!
Ben seni hesapsız plansız sevdim.
Hilesiz, hurdasız, yalansız sevdim,
Yoksan yokum deyip, kalansız sevdim.
Giden günler geri dönecek sanma!
Aldığım her nefes sevgiye dair,
Sevginle yaşadı bu garip şair,
Çekerim dert, çile, keder vesair
Bir an olsun yüzüm gülecek sanma,
Fakat bu SEVDAZAN ölecek sanma!...
Kaleminizi konuşturmuşsunuz yine! Mükemmeldi, kutlarım...Tebrikler...
.Harikaydı dostum..Beğeniyle okudum..Yüreğinize güçlü kaleminize kocaman alkışlar..Hep sevgiyle kalın..
Degerli kardesim,siirin bir harika.Yürek sesini kutluyorum.
Son misralarinda diyorsun ki:
Aldığım her nefes sevgiye dair,
Sevginle yaşadı bu garip şair,
Çekerim dert, çile, keder vesair
Bir an olsun yüzüm gülecek sanma,
Fakat bu SEVDAZAN ölecek sanma!
Seni sevmeyen ölsün.Kadir kiymet bilmeyenler ölsün:))
10 puan+selamlar.
Kuru bir çalıya dal etsen de,
Ummanda rotasız sal etsen de,
İçtiğin kahveye fal etsen de,
Kırk yıl hatrı sayıp gelecek sanma!
ÜSTAD. BİR KITA DA BENDEN OLSUN ASLINDA SADECE OKUMAK İÇİN GELMİŞTİM YORUMU SONRAYA SAKLAYACAKTIM AMA DAYANAMDI ÖZLEMBAZ YÜREĞİM... AYAKTA ALKIŞLARIM BEN BU ŞİİRİ VE ŞAİRİ
SEVGİLERİMLE..
Kutluyorum üstadım konu içerik anlatım olağan üstü güzellikte severek sefayla okuduğum bir şiir olmuş eline yüreğine sağlık.
emeğinize yüreğinize sağlık, kutluyorum kaleminizi
selamlarımla
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta