gecenin içine sızılar bırakıyorum damla damla
her sahnesinde rol alıyor içimdeki ahengin bin bir çeşidi
yokuş aşağı yürüyen öyle bir gidiş ki bu
her adım öyle bir vuruş ki gecenin nabzına
zamanı durduruyor
çağrı var ...
sevdalar arayacağım ağlayan ruhuma sabahlara kadar
sonsuzluğun aynasında ufuktan doğacak sessizliğin sahrası
yok oysa şah damara dokunan bir teselli
üstü yeşil eşarpla örtülü kutsal kitap gibi
tenhalarda çekilen sır zemheri serinliği
uçurum başlarında tutunulacak bir dal
göğsün üstünde ki kalp atışları
sancılar emiyorum gecenin göğsünden
şiirler doğurmak için
düşüncelere ümitler yağıyor çeşit çeşit
boz bulanık dalgalarla sürükleniyorum buhran kıyılarına
ruhum tarifsiz bir rüzgarın avuçlarında salınmakta
gecenin öteki yüzü titreyerek aydınlanıyor
bir yıldız geliyor saçlarımın arasına elmas renkli bir taç konduruyor
alaca sokaklardan yalınayak bana koşuyor ilham perileri
avuçların da teskin çiçekleri
ne gelen var ne giden
boylu boyunca bakışlarımı kaldırmışım göklere
cinnet gecesine karşı koyacak neyim var ki
çilekeş bir hayalden başka
hey gecenin sızlatan yalın yalnızlığı
gökle yer arasına düşmeden kaybolan efsun
boşlukta döneduran doludizgin fırtına
gel ki.. abu hayat suyunu içelim bir nehir kıyısından
akan pınarlarla yangınlar söndürelim
yanardağlarda gizli titreyen alevleri
bak şimdi azgın bir kor, yangın çıkarıyor ıssız çöllerde
savruluyor etrafa düş gölgeleri
kanatlanmış kelebeklerin kanat sesleri
hangi kelimeler …
zehri çiğnenmiş hangi acı duygunun tadı
hey ayrılık vaktinin gelip çattığı can parçası
nasıl razı oluyorsun up uzun bir ayrılığa
nasıl …
redfer
Kayıt Tarihi : 30.7.2018 19:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!