Sancılanan düşlerim
Ben ismini içimde ki bütün azap kuşlarına ezberletirken,
Sen beni kendinden bile gizliyorsun.
Sonu yok biliyorum
Bu yüzden mutlu son haritası çizemiyorum
Yine de yüreğimi seni sevmekten vaz geçiremiyorum
düşüncelerimi senden alamıyor,
Kendimi yağmalıyorum
Senden sonra başladı akşamlara ve gecelere olan düşmanlığım
Oysa çok eskiden ta babam döneminden ben akşamları seviyordum
Artık her akşam gidişinin matemi var
Sen gideceğin yerin sevinciyle gülümserken
Ben karşımda duran koca bir geceyi nasıl devireceğimi sabaha ve sana nasıl kavuşacağımı düşünüyorum
Sen rengini ismini bilmediğim bir hülyanın içindeyken
Ben aklımın yüreğimin acısına sancı kesiyorum
Birden aklıma takıldı sahi bir gecede sen onu kaç defa öpüyorsun
Düşünemiyorum düşünemiyorum düşündükçe,
Kırka bölüyorum kendimi
Sana yanıyor kırk parçanın her biri
Saçlarım ellerine mum alevi gibi titrerken
Ellerin hayalime bile sığmıyor
Gördüğüm herkeste senden bir iz arıyor bulamayınca canımı yakıyorum
Sonra geçip fotoğrafının karşısına seninle konuşuyorum
Ben gel demedim belki
Ama sen de gelmeyi hiç aklına getirmedin
Yine de her akşam her sabah her lahza seni bekledim
Yoruldu beklemelerim
Fırtınanın koptuğu yerde deniz kalacağımı bile bile
Yokluğunun sol omzuna yaslanıp
Gözyaşlarımı avuçlarımda saklayarak uyudum
Rüyama gelmiştin bir uyku boyunda ve fırtınaya tutuldum
Şimdi
Talan ederek gönül evimdeki bütün papatya bahçelerini,
Aklımdaki soru işaretlerinin çengellerine asıyorum kendimi
Özlemekten beklemekten düşünmekten vaz geçiyorum
Ve dinlendiriyorum sevmek düşüyle yorgun düşmüş yüreğimi
Dinlendiriyorum
Sabrımın yorulmuş selametini
Şimdi gözlerime bir özür borcun var sevgili
Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 17.1.2021 20:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!