Gözlerin, karanlığın en derin tonu,
Çilelerin izi, hasretin acı sonu.
Yalnızlığın koynunda, yıllarca uzakta,
Acının, öfkenin, korkunun gölgesiydi bakışında.
Gecenin dipsiz kuyusundan mı çaldın karasını?
Güzelliğin, ruhuma kök salan bir fidan,
Beni deli divane eden, çöllere salan bir rüzgâr misali.
Derdime dert katan, her an acı veren,
Dillere destan olan güzelliğin, beni bitiren.
O bakışların, bir alev topuna dönüşmüş gibi,
Beni öldürecekmiş gibi, bakmaya korktuğum oluyordun.
Sanki ölüm fermanı hazırlanmış, sevdamızın katili olacaksın,
Yapma, etme bunu bize, yıkma hayallerimizi, yakacaksın.
Her gün daha da isyan ederek seni zapt edemiyordum ben,
Sonra, hiç arkana bakmadan beni bırakıp gidiyordun sen.
Her gidişinde, gözyaşlarımla şiirler yazıp durdum,
Sana olan sevdamı çaresizce haykırıyordum, içten içe suskun.
Gitme, sensiz yaşayamam, ölürüm diyordum hep,
Ama yine de gidiyordun, susuyordu dudaklarım, sebep.
Acıyla, kahırla dolmuş, yaralı yüreğime basarak sevdanı,
Seni bulmaya çalışıyordum, kaybolmuştu her yanım.
Sensiz geçen ömrüm, mutsuz bir sonla bitiyor şimdi,
Gözyaşlarım yüreğimi ıslatıyor, hasretin büyüyordu, derindi.
Gökyüzü bana bakıp ağlıyor, yağmur taneleri sele dönüşüyor,
Sonra bir rüzgâr esintisi, beni diyardan diyara savuruyordu; üşüyorum.
Özlemin nefesimi kesiyor, her an yanıp kül oluyorum ben,
Kendi içimde kayboluyordum, bir gölge gibi tükeniyorum.
Ve son nefesimde dudaklarımdan dökülen,
Feryadım oluyordun, Cane, içimde büyüyen.
Kayıt Tarihi : 27.9.2024 15:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
aşk hikayesi
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!