sesini duydum, olsa da hayalden meyalden
su gibiydin rakıya katıldıkça gevşeyen.
………….
bana bu gece
Afife Jale’den bahset sevgilim.
Selâhattin Pınar’dan, aşktan...
bakışı çağırsın beni uzaktan.
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Nostalji olmuş şiir dizelerde,
Yürek gizemlidir dizelerde
Nur-a-ay olmuş gönülde
Mahzendi inci mabedinde
bu dörtlükle cevap vemek istedim saygılarımla
Duygular nehir olunca, yürek çağlayana dönmüş dizelerde. Akan nehirde sözcükler arınmış dizelere dökülmüş. O dizeleri ve o yüreği kutlarım Nuray hanım. Tam puan derken, saygım ve sevgimle kalın.
Ruhi HATUNOĞLU
kafam karışık, beynim bulanıyor.
nereye koysam kalbimi
bu gece bana dar geliyor.
severken sen “O Zalim Kadını”,
şair ruhlara bayram geliyor.
güzel yüreğinize sağlık, kutlarım
hımmmm....şahane...harika...mükemmel .
İşte ancak bu kadar isabet olur.Bugün belki 20 kez 'NEREDEN SEVDİM O ZALİM KADINI' şairkısını dinledim ve şimdi ise bu şarkıyı bir şiire kunuk olrak görüyorum.
İşin gerçği bambaşka bir aleme gittim...
Tebrik ediyorum başarılı şiir için.............
Sayfanızda konuk olmak bana onur verdi şair arkadaş.
Bu şiiri ilk kez, Edebiyat Defteri isimli sitedeki şiir sayfanızda okumuştum. Hikayesini paylaşmak istedim herkesle.. Duygulu, hüzünlü bir hayat hikayesidir yaşananlar...
Bir Bahar akşamı rastladım size…'
SELAHATTİN PINAR - AFİFE JALE aşkı
1902 doğumlu Selahattin PINAR,Ticaret Mektebi'ni bırakıp müziğe başladı.
Oysa babası eski Denizli Milletvekili Sadık Bey, onun hukukçu olmasını istiyordu.
Bir gün Denizli'den gelen eşraf için kurulmuş bir sofrada Sadık Bey'e oğlunu sordular; Selahattin de sofradaydı.
Sadık Bey, o yokmuş gibi 'Selahattin çalgıcı oldu' dedi.
Selahattin ayağa fırladı ve
'Babacığım, rica ederim! Ben çalgıcı değil, sanatkârım' diye itiraz etti. Sadık Bey, pek sevimsiz bir küfürle yanıtladı bu çıkışı.
Bunun üzerine Selahattin Pınar , ceketini alıp sofrayı terk etti.
Kapıdan çıkarken döndü ve babasına ş öyle dedi;
'Bir gün gelecek, benim adımla anılacaksınız.'
Sadık Bey, yanı başında duran gaz lambasını oğluna doğru fı rlattı.
Çıkan yangını güç bela söndürdüler.
Selahattin kapıyı çarpıp çıkmıştı bile.
Asla baba evine geri dönmeyecekti…
1902 doğumlu Afife JALE , İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde okuyordu. Ama onun aklı tiyatrodaydı. Oysa o yı llarda, Müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasaktı. Buna rağmen 16 yaşında talebe olarak Darulbedai'ye başvurdu ve kabul edildi.
Babası Hidayet bey, kızını bu sevdadan vazgeçirmek için çok uğraştı. Baş aramayınca sertleşti. Ona 'Fahişe' dediği bir gün
'Benim Afife diye bir kızım yok' diye gürledi.
Zaten Afife artık sahnede, 'Jale' adını kullanıyordu.
Sanatı için baba evini terk etti…
Hicaz makamındaki O Selahattin Pınar bestesindeki gibi
'Bir Bahar Akşamı' rastlaştılar Kuşdili Çayırında...
Hafız Burhan konserinde... Selahattin Pınar , üstadın arkasında tambur çalıyordu. Nicedir saz salonlarının en sevilen besteci ve icracıları ndandı.
Afife Jale ise Darulbedai'de sahneye çıkıp
'Tiyatrodaki ilk Müslüman kadın oyuncu' olarak tarihe geçmiş, ancak tiyatro zaptiye tarafından basılınca kapı önüne konulmuştu.
İş siz, sahnesiz ve kimsesizdi. Acısını yatıştırıcı haplarla dindirmeye çalı şıyordu.
İkisi de 25 yaşındaydı. Belki de güftedeki gibi
'İçimde uyanan eski bir arzu, dedi ki yıllardır aradığın bu.
Şimdi soruyorum büküp boynumu, daha önceleri neredeydiniz?'
dediler ve evlenmeye karar verdiler.
Gençliklerini acılar içinde harcamışlardı. Evlenince hayat boyu ıskaladıkları her şeyi birlikte yapmaya çalıştılar. Evde saklambaç oynadılar. Bahçede enginar yetiş tirip yarıştılar. 'Bir çocuk resmi' kıvamında şiirler yazdılar. Pınar çaldı; Afife dinledi. Ancak güzel günler uzun sürmedi. Afife, tiyatrosuz yaşayamıyordu ve tiyatronun boşluğunu uyuşturucularla dolduruyordu. Suriye'li bir eczacı onu morfine alıştırmıştı. Selahattin Pınar, bir gün eşinin öğle uykusu için ç ekildiği odanın anahtar deliğinden içeri baktığında, damarına morfin şırı nga ettiğini gördü ve çöktü. Morfin için eczacıyla ilişkiye girmişti Afife .
Ama Pınar , eşine öfkeden çok, merhamet duyuyordu. Onu hayata dö ndürebilmek için çırpınmaya başladı. Sürekli melankolik besteler yapar olmuştu.
'Nereden Sevdim O Zalim Kadını',
'Yalnız Benim Ol, El Yüzüne Bakma Sakın Sen',
'Ne Demiştin Niçin Caydın Sözünden' bunlardan yalnızca bir kaç ıydı.
Çırpındılar, bu gidişi geri çevirebilmek için... Olmadı!
Selahattin Pınar , kendisi de morfin tuzağına düşer gibi oldu.
Bunun üzerine Afife, 'Terk et beni' diye yalvardı ona.
'Yoksa sen de mahvolacaksın, bırak beni gideyim' dedi.
Pınar, 6 ay sonra Afife Jale'yi terk etti. Şimdi ikisi için de en kötü yıllar başlıyordu. Afife, kimsesiz ve beş parasız, tenha parklarda yatıp kalkar, aşevlerinde karnını doyururken, ayrıld? ?ğı eşinin kendisinin ardından yazdığı şarkıları taş plaktan dinleyip ağlardı.
Ayrılık acısını yeni bir evlilikte dindirmeyi deneyen Selahattin Pınar ise, hiç birlikte yatmadığı bu ikinci eşinden kısa sürede ayr? ?ldı.
Afife Jale , kimsesizliğin, terk edilmişliğin, yoksulluğun son durağı olan Balıklı Rum Hastanesi'nde bir deri bir kemik veda etti hayata… Ölümü gazetelere haber bile olmadı. Cenazesine 4 kişi katıldı.
Mezar yeri de mektupları ve fotoğraflarıyla birlikte kaybolup gitti. Unutuldu.
Selahattin P? ?nar, Afife'nin ölümünün ardından paraladı kendini...
'Ayrılık Yarı Ölmekmiş',
'Kalbim Yine Üzgü n, Seni Andım da Derinden',
'Bakışı Çağırır Beni Uzaktan'
gibi nice, hicran dolu besteye imza attı. Son katıld? ?ğı radyo programında
'Hatıralar' şarkısını seslendirdi;
'Beni de alın koynunuza hatıralar. Dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar...'
Bir süre sonra müdavimi olduğu Todori meyhanesine gitti, doktorların yasak ettiği ne varsa hepsini ısmarlayıp sofrayı donattı. Rakı sını yudumlarken, son nefesini verdi. 'Her yıl ölüm yıldönümümde mezar? ?ma bir büyük rakı dökün' diye vasiyet etti. 58 yıllık ömrünün son yolculuğuna mezarlıkta kendi bestesi çalınarak uğurlandı;
'Söndü yâdımda akisler gibi aşkın seheri...'
Sanat ve aşkı birleştirmişsiniz gerçekten siirinizde.. Kutlarım. kaleminiz daim olsun. sevgiler..saygılar..
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta