Talan edilmişliğin feryatlarında yürüyorum
Çığlık çığlığa, bilmeden bilinmeden,,
Patikasında ilerliyorum ölümün, yalın ayakla
Çıplak vücudumla, en dikenli yollarında yürüyorum patikasında ölümün
Yürüyorum sana, ağzımda son kaçak bir duman
Sis sanki yolumu karartmak için yarışıyor
Oysa ben yılmadan yürüyorum sana varmak için
Ayağıma batan dikenlere inat yürüyorum
Ayaklarım kanıyor kanadıkça bir ağırlık hissediyor vücudum
Ama sana varmanın umudu beni yıldırmıyor bu çileden
Sana varacağım ya ölüm bile tatlı geliyor patikasında ölümün
Ve nefes nefese kalıyorum..
Nefes nefese kaldıkça bir kayaya dayatıyorum belimi
Ve tam o esnada sen gözümün önüne geliyorsun
Hafif bir gülümseme beliriyor yüzünde
Sen güldükçe sana varmak, sana koşmak istiyorum
Öyle devam ediyor patikasında yolculuğum
Yol bitti derken bir ceylan ilişiyor gözlerime
Gözleri hafif kırılgan
Yavrusunu kaybetmiş bir haldır gözleri
Ama yinede yardım edercesine bakıyordu bana
Sonra ben yaklaşmak istiyordum ona
O ise derinliklerinde kaybolmak
Ve ürkek adımlarla kayboluyordu derinliklerinde
Seni bulmaya ahdetmiş ben kalıyordum patikanın ölüm kokusunda
Mustafa Arslan Tari
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.