SEN...
Koca adam aklımdaki yalan
Kimsin dolayımı bir anda saran
İçinde isyanları büyütüp ruhunda canavar yaratan
Hayata içten içe kin güden güdümlü insan
Kimsin? .
Canına susamışlığın acıtır canımı
Öfken titretir ürpertir kadınlığımı
Ortak rengimiz kırmızıdır evet..
Bir cümle de binlerce bilmece üreten
Kanını bulaştırıp ellerime sonra çekip giden
Kimsin sen?
Oysa temizdi ellerim
Dudağın deymedi tenime
Zehrini akıtıp içime
Bedenimi kirlettin...
Oysa temizdi bedenim
Kim olduğunu söylemeden
Böylece çekip gidemezsin
Gözlerinin deydiği yerdir gözlerim
Bu şiir'i bırakıp ellerime gittin
Anlatamıyorum dedim sana çok kere
Bu cana bu kadar yük niye?
Olmazsa olmazın mıdır kan?
Çocukda anne meme
Baba toprak mıdır?
Atlar umudunu çalan atlar
Söyle...
Umudun hoyrat/ın/mıdır?
Parçalanmışlığın eş oldu kalleş/liğ/ine
Her kul kaderini yaşar
Benim kaderimse susmak ebed'e
Kınamıyorum ölümü sınamıyorum da
Hesabım mahşere..
Kayıt Tarihi : 28.2.2008 13:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Okuduğunuz yorum şiirin sahibi tarafından etkili yorum olarak seçilmiştir. deniz_tayanç 29 Eylül 2008 Pazartesi 08:37:26 Canbaz sözcüğü şiirin iç alemine bir gölge gibi sinmiş ve atardamarını oluşturuyor şiirin. Bu sözcük 'adam ve trajedi'yi işaret ediyor.Yükseklere gerili bir ipin üstünde seyircileri eğlendiren de, ölmek için son sürat araç kullanan da, bir sevdayı sessiz ölümlere terkeden de canbaz sayılır. Kendi canını düşünmeden ölüme davetiye çıkarması acıtıyor canını Canan'ın. Kadında, aşk var oldukça saatler hep 'hayatı' gösterir. Ve yetinilir, 'hiç olmazsa'lar ile. Canına susamışlığın acıtır canımı Öfken titretir ürpertir kadınlığımı Ortak rengimiz kırmızıdır evet.. Kırmızı, aşk ve ölümün ortak rengi. Siyah ölümü simgeler, ölüm istenmeden gelirse. Ölüm arzusu, kızıl-vişne kesiği gibi bir şey olmalı. Kadının ağzı kırmızıvişnekesiği Boyalı iken adam almak istedi muradını ve ardından ölmek! Zamanlama farkı erkek-kadın farkının nişanesi. Kadın hayat demekse, hayat devam demekti. Dozu azalınca evcilliğine bürünen aşk adı 'kırmızı' kalarak devam ederdi. Tam burada büyük bir soru adamın aşkı algılayış biçimi. Kimedir öfkesi? Yıktığı bentleri, kırdığı gönül kapğılarını görmez mi? Kimden alacak yaşanmamışı yaşanmış kılacak reçeteyi? Kimden duyacak hayatı sevimli kılan nükteyi? Kadın 'neden' lere hayıflanırken, erkek başı iki elinin arasında çıkmazlarda mı? Gözlerinden okunmuş demek ki, adı konmuş 'öfke'. Oysa temizdi ellerim Dudağın deymedi tenime Zehrini akıtıp içime Bedenimi kirlettin... Oysa temizdi bedenim Kim olduğunu söylemeden Böylece çekip gidemezsin Sorularla bırakmak... Mahkumiyete de, özgürlüğe de, iyiye de, kötüye de 'tarih düşmemek'... Sözler mi kifayetsiz, yürek mi yetersiz? Aşk çıplak mıdır, çıkamaz toplum içine? Bir talep olsaydı kin ve nefret uyandıran, defedilirdi. İstenen olsaydı belki yaşanacaktı. Aldanma ki, şair sözü elbette yalandır' sözünü haklı çıkarırcasına, sözlerle oynanması sonucu her söz köz mü olmuştu? Bilemiyoruz. Ortak rengin kırmızı olması neye yarar artık. Bedel ödeyen bedel ödetir. Gözlerinin deydiği yerdir gözlerim Bu şiir’i bırakıp ellerime gittin Anlatamıyorum dedim sana çok kere Bu cana bu kadar yük niye? Olmazsa olmazın mıdır kan? Çocukda anne meme Baba toprak mıdır? Atlar umudunu çalan atlar Söyle... Umudun hoyrat/ın/mıdır? Soğuk kutuplarından Şiirin sıcak vahalarına iniyor şair. Gözler gözleri arar. Gözler b /aşka, neye yarar? Haydi anlat gözlerinle, güvenemiyorum söze, kırdım kırıldım saralım gözlerle göz göz olmuş yaraları. Aşkın yasası 'O Şiir'de ise bu yasa hangi ülkede hükümfermadır? Şimdi değilse, peki ne zamandır? Yaşama geçmeyen tapınak yazıtları gibi, her türlü yaşamayı kösnüllük mü kabul etmektedir? Anne sütü nice hayırsız evlada gıda olur da, sütün hayrından bir şey eksiltmez. Kadın-anne-hayat, baba-emek-toprak gibi nice nice ikilemeler, üçlemeler yazılabilir. Deli bir tay gibi koşması nedendir 'adamın' uçsuz bucaksız ovalarda. Yorgun başını, dalgın bakışlarını ara be ara şiire düşürmesi nedendir? Neden neye koşar gider bu deli tay? Yılkı kendi içinde bir sisteme sahip olsa da, evcil değildir. Özgürlüğe yakındır 'yaban'lık. Bu ölümsüz gibi kurulmuş, zulm üzre yaşayan/yaşatılan kentler bir gün ölecekler. İçinde saklamış belki de adam ruhunu. Yabanıl ve özgür. İçinde kentlere can verecek muştular yeşere yeşere, bir sonbaharın tam ortasında durmaktadır. Ah şu kentler olmasa. Yıldızların parlak. Suların duru olduğu zamanlardan. Bir ülke çalsa. Nedensiz, sebepsiz, sorgusuz Aşık olsa. Değerli Şaire ve çok çağrışımlı Şiirine aciz bir yorum denemesi. Daha çok içdükümü, yaprak dökümünün serlevha olduğu şu günlerde. Hata var ise, bağışlana. Selam ile.
Gerçeğe en yakın olan acılarla son damlasına kadar en iyi yi başarmaliydım.
Neden mi? Candan kopan Duaları öyle istiyordu dedim.
Mirim, bir avuç dolusu aşk şarabıydı her seferinde gönül tahtından akan.
Koruyucusuydu son adam hayat vermişti farkında olmadan taşımıştı.
Esinlendiğini artık gizleyemiyordu kendinden bile dedi.
Pirim, Nefes nefes ilham alıyordu göğsünü gere gere.
Çocukluğundan beri etkinlendiğini dualarındaki ilhamdan her seferinde açılıyordu kendine dedim
Mirim,y aşamın tahtından farkı farklıydı paralellik göstersede
iyi uyuyanlardan uyanıktı kendine sadakati.
Belli alışılmamış bir mesafeden izlerdi hayatının dışından dedim
y.ed...yüreğinize sağlık efendim...
Kim olduğunu söylemeden çekip giden
bu çığlığı duyar mı dersin..?
Selam ve saygıyla
Müthiş bir isyan, müthiş bir feryat canhıraş. Final kurşun gibi. Gönülden alkışlarla 10
Atlar umudu/nu çalan atlar
Söyle umudun hoyrat/ın/mıdır
Parçalanmışlığın eş oldu kalleş/liğ/ine
Her kul kaderini yaşar; benim kaderimse susmak ebed'e
Kınamıyorum ölümü sınamıyorum da...
Hesabım mahşere söyle kimsin....
Hayat çizginiz hep neş’eyle dolu olsun.
Saygılar
Âlimoğlu
Saygımla
TÜM YORUMLAR (5)