şadırvan vakurluğuyla kabullenmektir
gerekçesiz ağustos’ta kalmak isteğini
bir gün bitimi hüznüyle çocuklaşmak aşka…
ve hangi şehirde susuyorum
söyleyemem asla...
uykusu serin bir sessizliğin ardından gelen
iç huzurunda bul beni…
karlı bir gecenin koyu mavisine bakan
bir pencere gibi sendeyim…en sıcak kaçış noktan…
gölgesi terli bir saat on altı suları olmalı
ve yepyeni eskiliğiyle şehrin
zamanın terbiyesizliğine inat
fırlama şarkılar söylüyoruz
paylaşmayı öğreniyoruz tüm gözlerden uzak
sanki başka bir anımız olmayacak
ama ben…
sana en son baktığım halimle ölmek istiyorum
kafa tutarak içi boş sonsuzluğa…
bozkır kırıcılığını takınmışız yılışık yalanımıza
belki arka bahçemiz yeşil belki hala çocuğuz
ama balkonumuz yere yakın
taşları tutabiliriz
paylaşmalıyız…
kapı olurduk birbirimize
paylaşmadan tanıyamazdık hiçbir şeyi...
bana seni tanımak dışında her şey yabancı
sana benim her şeye yabancılığım dışında
hiçbir şey tanıdık değil...
buzdan kaygan bir ayrılıkla birleşmişiz
tutmamak için acılarımızın sabah yangınını
avuç içlerimizde uzun yolculukların yorgun samimiyeti
zamanla tokalaşarak okşuyoruz ruhlarımızı...
Kayıt Tarihi : 4.6.2011 02:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!