Sana bin bir gece masalları anlatırım

İlyas Kaplan
1264

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Sana bin bir gece masalları anlatırım

hayal kurabilmeli insan
bir gün hemen gerçekleşeceğini düşünüp
biraz olsun çocuk olabilmeli
biraz masalsı
biraz da bir varmış bir yokmuş gibi

beni de içine almasına izin ver evlat
ne olur o çocuksu dünyanın
o rengarenk evrenin
her şeyden uzak
zıpladığın, oynadığın zamanların

sana dede korkut , bin bir gece masalları anlatırım
keloğlan ,nasrettin hoca fıkraları
pamuk prenses ve yedi cüceleri
rapunzel, kırmızı başlıklı kız, pinokyo ve dahasını…
alice harikalar diyarında
ninniler söyleyip uyuturum seni

senin adın çocuk
bir gece kalkıp gelen kutlu müjdesin evlat
rüyalara düşen çığlıkların sahibi sensin
hayatın en güzel hatıraları sende saklı
sende kurmak istediğim en güzel hayaller
en çok inanan yanım sende

sende istersin elbet gülümsemeyi evlat
her şeye rağmen
bulutlara bakıp onların üstünde zıplamayı
ya da pamuk şeker gibi onlardan kopartıp yemeyi
ayın ucunda oturup ayaklarını sallamayı

kapatma gözlerini
Allah aşkına
peygamber aşkına
yedi cihan her seher vakti aşkına
her gece dolunay aydınlatsın çehreni
meğer bir hiçmiş....çıldırtan sessizlik ,çaresizlik
yüreğim kan kırmızısı gözyaşlarıyla dolu

yüreğimde fırtınalar kopuyor evlat
seccadelere düşüyor kan lekesi
serçeler vuruluyor
namluların ucunda can çekişiyor
barut kusuyor makinalı tüfekler
beşikteki bebelere ölüm kusuyorlar
tanklar, helikopterler ,havadan , karadan
bağrıma saplanmış bir hançer
böğrüme vurulmuş bir yumruk
senin makus hikayen evlat

ruhunun hüzün perdeli penceresinden
bir gün ,diğer gün ,ertesi gün
gökyüzüne uçuruyorsun kelebekleri
bir nehir akıyor yüreğinden
dünyaya doğru

haydi gülümse gözlerime bak evlat
ya yaktığın yüreğimle aydınlat bu karanlık şehirleri
ya da bu şehirleri yak yüreğin aydınlansın
suskunluğuna inat şimdi söyle en güzel şarkıları
ay ışığının suya düşmüş rengi aksın bütün sokaklara
ağla her gece
yaşayamadığın çocukluğuna

korkuyorsun aynada senin olmayan yüzlerden
soğuk ve mehtapsız gecelerin kara kabuslarından
gök yüzünün toprakla birleştiği yerde
her gece yarısı ağlıyorsun
ben de sana ağlıyorum evlat

yağmurlar duvarlara özgürlük resimleri çizerken
karanlıklar içinde, kan ve ter içinde
aynı yağmur altında ıslanmış
hıçkırıklarını ninni yapan anneler ağlıyor
ışıklar dökülüyor bulutlardan alevli
vuruluyorsun barut kokulu gecelerde

seher semasında ışık saçan bir yusufçuksun evlat
her defasında yüzümde ter damlaları
her defasın da acılar sığdırıyorum rüyalara senden
hafızamda sislenen senin görüntülerin
sessiz sedasız
her gün sokaklarımda ışıklar sönüyor
sabahlara kadar sırlarıma ortak
içimde ki çocuksun

bin çığlık
bin ahu figan
seni çağırıyor öksüz kentler
meryemce bir suskunluk
zeynebi bir ağıt
hüseyince direniş
işgal edilmiş şehirlerden kaçıyorsun
kurşun vızıltılarının önünde
toprağın bağrına düşmüş isimsiz bir mezarsın
kim bilir nerde

nabzın attığı yerde
zindanlara atılan yusuf gibi çocuksun
dağın ucunda bulutları kovalayan rüzgarsın
hangi taşa, hangi toprağa bakılırsa bakılsın
rüyalara giren , akla ilk gelensin
insanlığın şah damarı ve umudu
beşiklerde büyüyen sensin

çile senin yazgın evlat
gece gündüz dökülüyor ruhundan
öfkenin bin türlüsü
kurşunlanıyor
vuruluyor
toprağa düşüyorsun

yüreğine çivilenmiş acılar çekiyorsun evlat
her gece ağlıyorsun için için
ruhunun tül perdeli penceresinde
her gün yepyeni
duaların ,umutların
rüyaların , hayallerin
beyaz bir güvercin gibi
uçup gidiyor gizemli baharlara

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 8.5.2022 18:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan