ne akıl kaldı, ne düşünce
sen aklıma düşünce
yağmurlar yağar oldu
gözpınarlarımdan sanki
kurusun diye güneşe çıktım
rüzgarlar bulut getirdiler
Şu kısacık ömrümde
Gönlümün falcısı ol
Söyle bana ne olur
Bahtımın rüzgarları
Yine aynı bahar da
Esme deli deli
Önce bir merhabana alıştım
Daha sonra tatlı gülümsemene
Beklemeye alıştım heyecanla
Yüreğimin çırpınmasına alıştım
Acısıyla, tatlısıyla, sancısıyla
Gecelere alıştım çünkü sen vardın
seni koydum içine
nakış nakış işledim
bir örtü gibi yalın
bir dağ gibi yamaç
bir rüzgar gibi hırçın
seni koydum içine
Sus ağlama kalbim
Sesini kimseler duymasın
Alışmalısın uzun ayrılıklara
Hasretle yaşamayı bilmelisin
Yüzünü görmeden sevebilmelisin
Sesini duymadan sevmelisin
Bir dünyamız vardı, sevgiyle yoğrulmuş
Ümitlerimiz vardı, gelecekten
Her gecenin ardından heyecanla sabahı beklerken
Bir dünya kurmuştuk, çiçekleri mor menekşeden.....
Bir dünyamız vardı, dostlukla kurulmuş
Sevda üstüne türküler söylerdik, ezgi dolu yanık
Boynu bükük bırakırsan eğer
Sensizliğe terk edersen bir gün
Bir gün bırakıp ta gidersen eğer
Hakkımı helal etmem sana
Öbür tarafta
Gül kokulum, al yazmalım......
Bazen bir bağlamanın telleridir
Bazen bir kemanın nağmeleri
Sanki rüzgarın uğultusudur
Beni korkutan sensizliğin
Bazen yağmur olur düşer
Gözyaşı gibi süzülür yanaklarımdan
Her gece balkonuma çıkıp
Göz yaşlarım ile söndürdüğüm
Sigaralarımı biliyor musun?
O, balkondan aşağıya atlamamak için
Ne bahaneler uydurduğumu?
Gökyüzüne bakarak
Hoyrat esti rüzgâr
Dallarından düşen yapraklar gibi
Savurdu bizi
Seni oraya beni buraya
Hoyrat esti rüzgâr
Bulutlar karardı gökyüzünde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!