Ay büyürken nereye yüreğim
bu uzun gece;
kuytularda bir boşluk
ve bir değme noktasındayım ki....
ayrılık tohumları yeşeriyor
can evim cemresiz
en güzel nehirlerde
gölgesini ıslatır salkımsöğüt
gözlerim
nem çalıyor buluttan
alnımda
güneşe yaslanmış suskun sözcükler
Tenha eylül gibi yüzün
gözlerinin kuytusunda sessizlik
eskimiş resimler gibi duruyorsun
uzak...
aşk adına;
bozgunu bırak
Ateşler vuruyor alnıma
deniz kokusunda çay buğulanıyor
bir şehir...
sızı'yor
midye gibi kapalı sokakları
Cam kırığına yansıyan
güneş çizgisini
siliyorken akşam
sensizliğim
zeytin gövdesinde ur gibidir
incir dallarına asılı
ortalık çıplak
yüreğimde durmadan değişen
vahim bir zemberek
gibi boşalan
sinsi ve korkak sıkıntı
ve bir sokak
zamanın yalnızlığına iz sürer kandil
ince hüzün düşürür
kırlangıç sürüleri dolanır göğü
ve savrulur
güneş;
doğmasa da kanar
yağmur ışıkları birikmiş gözlerinde
çığlığını hangi şehirde bıraktın
aradığın sokakların köşebaşlarında bunaltı
aynalarda
tenini eskitmiş gibi
sonbahar garipliği sinmiş saçlarına
acıya ses olur
yüreğini üşüten
gecenin yalnızlığı
türkülerin sesi kısık
derin çöl seraplarında
bir akarsu söylencesi
akar yenilmiş bir gezgin gibi ay!
yıldızler dönüp duruyor
gölgesinde gecenin
gün doğmadan
yelkovan kuşları yerini alıyor
göğün kıyısında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!