Vardım Meliha Paksoy’un bahçesine
Dolu değmiş mahsulünün çenesine
Hiçbir şey kalmamış bahçenin üzerinde
Karşı gelinmez takdiri İlahiye
Üzülme Meliha yeğenim
Bünyan’ın etrafı yaylalar dağlar
Şeşede, Kösüre’de üzümlü bağlar
Velievi’nde Şahsenem’de ötüşür kuşlar
Senin güzelliğin Başka Bünyan’ım
Seherde esen elif elif yellere
Amel defterimi rüyamda gördüm
Amel defterime sarılıp öptüm
Ecel teri bastı ciğerim yandı
Gül gibi benzim sararıp soldu
Hıçkıra hıçkıra ağladım durdum
Anadut dağına çıktımda yoruldum
Baktım sağa sola yücesinde oturdum
Buz gibi kaynağından su içip kandım
Baktım uzaklara Bünyan’ı gördüm
Beşpınar yaren olmuş karşıda
Baharda çiftçiler ziyaretine gelir
Herk, kazayağı, tohum eker emeği geçer
Yaz ayında ekini biçer çiftçiler
Mor mor paralar bolca cebe girer
Malatya yolu geçer eteğinin dibinde
Doğurdun getirdin dünyaya
Anlamadan bakıyorum, sağa sola
Muhtacım anne şefkatine kokusuna
Gülücükler eksik olmaz yanaklarımda
Anne üşüyorum al beni sıcak kucağına
Beni dokuz ay dokuz gün
Karnında taşıdın anam…!
Canın pahasına beni doğurup
Bağrına basıp kokladın anam …!
Çeşit çeşit giysilerle donattın beni
Toprağında gözümü açtığım
Adım adım dağında taşında gezdiğim
Yudum yudum soğuk suyunu içtiğim
Anılarım sende kaldı Bünyan’ım
Yalın ayak hayvanları otlattığım
Gece gündüz benimle
Sonsuz sevgilerle
Tatlı güzel Diliyle
Dünyalar tatlısı ANNEM
Alır kucağına beni
Kayapınar’da akıyor sular
Suyuna kucak açmış haftlar
Buz gibi içerim ciğerim soğur
Gönlüm buraları görmek ister
Devetaş ayağa kalkmış olmuş bir deve
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!