SALGIN - COVİD - 19
İki bin on dokuzun son aylarında Covid – 19 kurşun gibi indi arzın bağrına. Neydi, ne değildi deyip adı konuncaya kadar çok can aldı. Çin çare diye çırpınırken ışık hızıyla tüm dünyaya yayıldı. Öyle bir afat ki insanları amansız avcı gibi birer ikişer avladı. Tıp çaresiz kaldı, insanlık neye uğradığını bilemedi. Bir pandemi türküsü düştü dillere; kimi ağladı kimi güldü. Şu anda bütün dünya tıp alanı uzmanları teyakkuzda: nasıl bir kurtuluş yolu buluruz umuduyla çalışmakta. İşin ehli olanlar şimdilik öncelik antikor diyorlar, ardından aşı aranmaya devam edilecek. Nasıl olur, ne zaman bulunur kimse kesin bir şey bilmemekle beraber en iyi çare evinde oturup kendini izole etmek ancak bu da nereye kadar, bilinmez. Evde oturmak fena değil ama ya işi olanlar hayat durmuyor. Kısıtlı da olsa insanlara yemek ve kullanmak üzere ihtiyaçları olan giderler lazım. Birilerimiz bunları yapmak zorunda. İnsanlığın olmazsa olmazıdır; temel gıda, giyecek ve kullanmak için araç gereç ihtiyaçları.
Evet, kara bulut gibi kapattı bu virüs dünyamızı. Öyle bir geldi ki okullar, iş yerleri, camiler, AVM’ler her yer birer birer kapandı. Birçok insan işsiz kaldı, ekonomi alt üst oldu. Bu olanların hepsi insan ruhunu huzursuz etti huzursuz olan ruhlar başta kendisi olmak üzere çevresini rahatsız etti. Böylece online psikoloji başvuruları patlama yaptı, evlilikler bozuldu, yaşlılar hepten yalnız kaldı, vesaire vesaire… Böyle bir zaman diliminden geçiyoruz iki bin yirmi de. Bu melun virüs sebebiyle bütün hastaneler pandemi hastanesi oldu. Normal hastalar hastanelere gitmeye korktular, çekindiler. Ufak tefek sıkıntıları eczaneden aldıkları ilaçlarla tedavi olmaya çalıştılar. Zaten bilim kurulu tarafından sık sık uyarılar yapıldı insanlar mecbur kalmadıkça hastanelere gelmesin diye. Bu arada doktorlar, hemşireler ve sağlık çalışanları çok sıkıntı çektiler. En kolayı maske takmak; onun bile sıkıntısı az değil, böyle bir dönemden geçiyoruz.
Okullar tatil edilince hocalar öğrenciler online öğretime geçtiler. O da farklı bir yöntem önce alışmaya çalıştılar, sonra adapte oldular. Uzaktan eğitim ne kadar verimli olur bilmem ama zamanla eğitim- öğretim böyle olacağa benziyor pok verimli olmayacağı şimdiden belli gibi. Bir hocanın okulda yüz yüze yaptığı eğitimden, masa başında ya da gezinerek, geniş zamanda anlattığı ders gibi verimli olamayacağı açık. Öğrencilerin, hocalarından öğreneceği çok şey var duruşundan, bakışından anlatacağı hikâyelerden, deneyimlerinden çıkartacakları dersler, alacakları örnekler vardır bunlardan mahrum kalacaklar. Kızım Banu Bolu Üniversitesinde öğretim üyesi. Bu süre zarfında öğrencilerine derslerini online olarak yaptı. Yine edebiyat öğretmeni olan kızım Feyza da öğrencilerine aynı şekilde evinden online ders vererek görevini hakkıyla yerine getirmeye çalıştı.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta