Sabah salacağa indim,bir adam vardı motora koşuşturan.Elinde torbası torbasında sefer tası vardı.Geçmişe döndüm,çocukluğum geldi aklıma.Bizde amcalar sabahın erken saatlerinde ellerinde sefer tasını taşıyan torbalarla işe giderlerdi.Henüz sokaklara,insanların yüreklerine kirletilmiş düşünceler düşmemişti.Mahalle içleri, evlerimiz gibi tertemizdi.Sokakta karşılaşan iki bey ceket düğmelerini ilikleyip,merhabalaşırlardı saygıyla.Sevgililer elele tutuşmanın ötesine gitmemişlerdi henüz o devirlerde,sevgilerde kirletilmemişti,sevmek büyük anlam ifade ederdi yüreklerde.Salacakta erken saatlerde elinde torbasıyla sefer tasını taşıyordu adam,demek hala yitirmemişti duygularınıinançlarını umutlarını.
16,09,2005
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.