Hangi kitapta saklıdır asrın sadrına şifa
Hangi düşte bulurum fethin muştusunu
Uykusuz dertli geceler gözlerimle sırdaş
Birer birer yakıyorum boğulduğum sayfaları
Öfkemin karanlığına gömüyorum buyrukları..
Yorgun atlılar yapma çiçeklere vurgun
Hangi ferman çözer nalların sessizliğini
Uçmadı kuşlar göğünde sevdasız şehrin
Oysa umutla boyadım gölgesini her resmin
Geçti Kurakta büzüşen bir maşuk
Ardımsıra bıraktığım üşüyen çöllerde
Buzlanmış umuduna güneş dokunur sımsıcak
erir yanan taşların didarında Bergüzar
Yine de büyür dağ eteklerinde intizar
Yaprağında taşır mı umudu sonbahar
Ah bir umut doğsa fecir pencereme düşerken
Lif lif çözülür boğazımdaki kördüğüm
Vicdanımda taşıdığım siyah beyaz yükler
Rengarenk inşirah limanını gözler..
Bir umut yükselse yeniden, ucsuz ufuklarına
Harabesinde ağlayan sultan çağrılsa tahtına
her günah kirletti asma bahçesini
Döküldü Çürüyen her meyve hıçkırığıma
Babil sokaklarıdır gönlüme kurulan
Mazlumun bekleyişdir kervana vurulan
Lakin bileylenen ihanetti kör prangada
Takılmış bezirgân hırkasına gözler
Katran kokusunda yanar güller..
Meczup sofrasında neydi aradığım
Bin nakışlı kapılarda neydi sorduğum
Bu kovulduğum kaçıncı girdap mahzeni
Son kez takip ediyor yelkovan akrebini
Ölüm mü düştü payıma bin hayal içinde
Ameldir benimle kalan sonsuzluk nehrinde..
Kayıt Tarihi : 4.4.2024 01:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!