Saklı Şiiri - Yorumlar

Zafer Ekin Karabay
23

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

uyurdum,
dokunduğum camlar kırılırdı derinliğinde uykumun.
Nil, gözlerimden geçsin diye
güne kirpiklerim kırılırdı.
oysa, saklambaç oynayan bir çocuktu büyüttüğüm;
babasının dudaklarına sıkışmış ve unutulmuş...

Tamamını Oku
  • Onur Bilge
    Onur Bilge 11.06.2010 - 17:45

    O/Nur öyle güzel ki tarifi yok, gerçekten!
    Görür görmez ayrılır kof bedenden gerçek ten
    Gözlerini alamaz O Sevgili Gerçek'ten!
    Ölüm, mümine ödül, kâfire felakettir
    Cehennemi hak eden, safi kemikle ettir.

    Diyerek konuyu kapatayım ben de.

    Cevap Yaz
  • Lara Açanba
    Lara Açanba 11.06.2010 - 16:46

    ...bu konuda hassasiyetim devam etmektedir...beni fazlasıyla yordu bu şair ve bir o kadar...üzgünüm kaybetmiş olmaktan..ve şair şiir sizi bulur fazlaca yormazsanız kendinizi...

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 11.06.2010 - 16:37

    Lara Hanım,
    Cevap da geliyor mu?
    Siz de son şiirlerini bize okursunuz cevap alınca.
    Zahmet olmazsa.

    Cevap Yaz
  • Lara Açanba
    Lara Açanba 11.06.2010 - 16:34

    Sevgili Zafer...olduğun yerde yazmaya devam ettiğine inanıyorum...zaten yazmalısın...sevgili şair yazmalısın...belki...bu sefer öyle bir tecelli ederki...yazdığın her şiir ellerinden tutar ve yalnızca haketmeyenler okuyamaz ve bilemez seni...ne güzel bir sakinliktir ve asil bir duruştur..duruşun..hep öyle kal...olduğun yerde hep şair...dualarımı yolluyorum...sevgilerimle lütfen al olur mu?

    Cevap Yaz
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel 11.06.2010 - 16:33

    Bu günün şiirine yorum yazan, araştırmaları ile şair hakkında bizleri bigilendiren arkadaşlara ve seçki kuruluna teşekkürler.
    Sayın Mehmet Binboğa ve sayın Mefer Fer, beni ağlatmayı başardınız...Buna teşekkür edilir ancak. Pas tutmuş yüreğimizin biraz ihtiyacı var diyorum yumuşamaya. Kendi adıma kin ve hasetle kararmasın kalbim rabbim diyorum...Abarttığımı sanmayın ve bu güzel günde Rahmetli şair, Zafer Ekin Karabay'ın şahsında; ruhunda mı demeliydim? Bütün hakkın rahmetine ermiş şairlerimize bir fatihayı esirgemeyelim diyorum.
    Değerli arkadaşlar, Besmele Ve Fatiha fazla dini bilgim olmasa da, çok önemlidir diye düşünüyorum...Mevlit falan da güzeldir ama, güzel bir sesle okunan kur'an sesi ve işimize başlarken ağzımızdan eksilmeyen besmele bam başkadır...Kabirlerine gidemesek te ölmüşlerimize okuduğumuz bir Fatiha önce bizim ruhumuzu temizler. Maksadım konuyu başka yerlere çekmek değil, ben noktayı koyuyorum teşekkürler. Hayırlı Cumalar, ömürleriniz çok olsun huzurla yaşayın baki selamlar...

    Cevap Yaz
  • Lara Açanba
    Lara Açanba 11.06.2010 - 16:14

    asıl olan görebilmenizdir...sa...dece yazmaktadır şiirlerini...ve dokunmaz...hayat...nasıl bilsin ki...zaten açlıkla kavrulmuş bir beden neden yesin ki..ve her şiiriyle aslında ölmektedir şair..de siz ne düşünürdünüz...? onlaar tanrının sevgili ölümlü kullarıdır...yazmak içindir..elleri...avuçları...ve şiiriyle biraz daha ölür şair ne saatin ne de asrın umrun da...dökülmüştür...sersefil hayın bir şiirin boylu boyunca koynuna da..ölmektedir...

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 11.06.2010 - 16:13

    İşte Werther...

    Bir sürü insanın intiharına yataklık etmekten suçlu bir isim daha!

    Cevap Yaz
  • Onur Bilge
    Onur Bilge 11.06.2010 - 16:11

    “sesini tenime gizliyor bir karanlık, uyuyorum.
    bulduğum ilk mitolojide kaybediyorum tanrıyı.
    rüyalarımdan mahno'yu sorumlu tutup
    paris'te veremden öldürüyorum gerçekleri.
    babam ajans haberlerinde kendisinin ölümünü
    dinliyor ve bana gelmeden önce eurydic'i
    üçüncü kez kaybediyor orpheus

    uyanıyorum, sevgilimin gözlerinde
    ancak bir kadının çekebileceği kadar acı.
    durgunluk ve sokaktaki susku. yüzüme elektrik
    faturaları çarpıyor, kimlik kartım ve sınavlarım.
    çatılarda kuşların her zamanki konukluğu.
    ansızın dönüyorum odama, odamda uçları eprimiş
    bir halı ve acıları genç werther'in.”

    Zafer Ekin KARABAY

    'mevzu dünyayı değiştirmek değil, o irade ile yaşamak' diyen de odur, 'Şiir hem yitiş, hem kurtuluştur' diyen de…

    Nirvana’dan söz eder, nihilizm’den… Bunlar da düşündürücü…

    Yani inançlı kişiler için akılları başlarındayken intihar söz konusu olmaz, kolay kolay. Hele böyle tasarlayarak, asla! Belki bir cinnet anında ki o zaman galiba mesul de değil.

    Meral isimli birsevgili olduğu biliniyor ve ölümünden önce bıraktığı nokta: 'Meral'i çok seviyorum.Bunu ona söyleyin.' dediği...

    Sanırım merak edilen hususlardandı.

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 11.06.2010 - 16:10

    Mehmet Hocam, duyduğun rahatlığı imha edip seni üzmek istemem. Ama ben senin bahsettiğin türden ölümlerle ona yakın sayıda karşılaştım, (sonuncusu kalp krizimdir) o kadar rahat olmanı söyleyemiyorum.

    Çünkü:

    Tek gerçek ölüm, sonu ölüm olan ölümdür.

    Bütün diğerlerinin ölüm gerçeğiyle en küçük bir ilgisi yoktur. Bunlar birer hipnotik fenomendir, aydınlatıcıdır, bedensiz bir şuurun mümkün olduğuna delil olabilir ama gerçek ölümle ilgili değillerdir.

    Bu konu üzerindeki istemli çalışmalarıma âit dönemi zikredersem konu uzar, gerçekten bu yönde epeyce tecrübem oldu. Sonuç olarak hepsinin hipnotik bir fenomen olduğu konusunda hemen hemen kesin bir yargıya sahibim.

    Konuyu din tarafına çekmek istemiyorum, evet, sevilmiş olanlara ölümün çok kolay geleceği de doğrudur tabii. Sevilebilirse.

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 11.06.2010 - 15:52

    Bu benim de dikkatimi çekmişti. İlk yorumlar gelip intihar ettiğini anlayınca internette yaptığım araştırmalar 27 yaşında öldüğünü söylüyordu. İnternete fazla güvenmediğim için herhalde burada söylenen doğrudur diye düşündüm.

    Aslında, işin önemli tarafı bu değil. 13 Eylül 2002'de şâir zaten ölecekti. İntihar edip etmeme konusuna yaklaşımımız kendi belirlediğimiz bir tarihte yolculuğa çıkıp çıkmayacağımız değil, yolculuk için hangi vasıtayı tercih ettiğimizdir.

    ABC'nin talihsiz bir kararla yayından kaldırdığı Flashforward dizisi işte tam bu konuların (kısmen de olsa) bilimsel bir analizini yapmaya çalışan, (kimi şiirlerde de gördüğümüz üzere, şâir bizim düşündüklerimizi aklının köşesinden geçirmemiş olsa bile) bizi bu yönde düşünmeye sevkeden güzel bir dizi idi.

    Gelinen nokta günübirlik yazarları bir çıkmaza sürüklediği için (Lost'ta da olduğu gibi, (ver kurtul mantığı)) iptal ettiler gitti. Oysa gelinen noktada -seyircilerden biri olarak, ben- bu diziyi öncesi ve sonrası (evvel ve âhiriyle) her ânının hep var ve yaşanmakta olduğu bir uzay zaman modelinin ancak kurtarabileceğini düşünüyordum. Bu öyle bir şeydi ki, sizin farkındalığınız suda büyümüş bir ağaç gibi (hem göğe doğru, hem sudaki yansımasıyla anti göğe doğru aynı şekilde genişleyerek) her yönde dallanıp budaklanmış bir sürecin (Yani muhtemel her gelecek kadar muhtemel her geçmişin de mümkün olduğu) belli bir yerini tararken dikkatinizi yoğunlaştırdığınız nokta dışındaki muhtemel bütün noktalar da var ve yaşanmakta olmalıydı.

    Bu konuyla da (tasavvufla ve modern fizikle de) gerçekten çok yakından ilgili olduğunu düşündüğüm ve (neler de bilirmiş diyeceğinizi düşünüp bu fikri sevdiğim için zikrettim) . Yeni bir sezonu muhtemelen olmayacak ama bu konuları düşünmeyi sevenlere eski bölümlerini internetten bulup seyretmelerini şiddetle tavsiye ederim.

    Özetle: (Şâirle hiç ilgisi olmayan bir konudur bu) bizim farkındalığımızın taradığı dalın 14 Eylül 2002'sinde şâir ölüdür. Komşu dalda beyin kanaması geçirip ölmüş olabilir, onun bir altındakinde trafik kazası v.s. v.s.

    Daha uzak dallardaki gerçeklik de daha başka bir kapıya çıkmaz: Şâirin yaşamaya devam ettiğini fark ettiğimiz o dallarda muhtemelen bizim tarayıcı devrelerimiz kapanmış (sadece o değil bütün evren) ölmüştür.

    İyi döktürdüm ha.
    Bu bir makale olabilir.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 78 tane yorum bulunmakta