Saklı Şiiri - Yorumlar

yaşamın neresinde saklanmalı ozan,
yada nasıl saklamalı yaşamı?

Bu arada, unuttuğum br şey daha var. Şair, bir şiirinde, bileğindeki kesiklerden de bahsetmekte. Demek ki daha önce de bileklerini keserek intihara kalkışmış. Depresif şairlerden...

Kötü örnek tez tutulur. Teşbihte hata olmaz, kılavuz meselesi...

Farkındayım. Teşekkürler... Merak ortadan kalkınca, lüzumsuzluklar daortadan kalkacaktır.

Banyatunga rumuzlu hanımefendi için yazmak zorunda kaldığım özel mesaj gibi...

evet Selcuk Bey..onerinizi destekliyorum... :)

Zaman zaman bu sayfadaki yorumların salt din ve ilâhî ahkâm boyutunda işlenmesinden (karşı olanlar kadar) ben de rahatsız oluyorum.

İntihar edenin cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı bu sayfanın konusu olmasa gerek diye düşünüyorum. İntiharın psikolojik tahlili şiirin de varlığının sebebi olduğu için tartışılabilir ama edebiyat fikir sanat çerçevesinde kalmamız gerektiğine inanıyorum.

Tamamen o boyuta kaydığım zamanlar oluyor elbette benim de, sadece saldırı, hakaret veya aşağılama hissettiğimde...

Bunun dışında konuları salt din düzeyinde incelemesek diyorum.

Saygılı bir öneridir.

Emin olun aklımdan o da geçmedi değil.
Ama kopyalayıp yapıştırmıştır, ben yanlış yazmışımdır düşüncesi ağır bastı, çok konuşan çok hata yapar sözü doğrulanmış oldu.

Sizden artık özür dileyebilirim ancak.
Bağışlayın.

'İntihar eden dinden çıkmaz, cenaze namazı kılınır, (Ebu Yusuf Hazretleri kılınmayacağı yönünde içtihat buyurmuştur.) Müslüman kabristanlığına defnedilir, cehennemde günahları dökülünceye kadar yanar. Hz. Peygamber, bir müntehirin cenaze namazına katılmamış, böylelikle intihara karşı tavır almıştır.

Hz. Peygamber, bir hadis-i şerifinde buyurdu ki: “Kim kendisini dağdan atıp öldürürse, cehennem ateşinde sürekli olarak yuvarlanır durur. Kim zehir içip kendisini öldürürse, cehennem ateşi içinde elindeki zehri sürekli olarak içer durur; kim kendisini demir parçasıyla öldürürse, cehennem ateşi içinde sürekli olarak o demir parçasını karnına saplar!

Sizden önceki insanlar arasında, vücudunda yarası bulunan bir adam vardı. Yaranın ağrısına dayanamadı, sızlandı, bir bıçak alıp elini kesti. Akan kan durmadı ve adam sonunda öldü. Yüce Allah, ‘Kulum, canını benden önce aldı, ona cenneti haram kıldım’ dedi”

Büyük mutasavvıf Mevlana’ya, bir kimsenin intihar ettiğini söylemişler. O da demiş ki : “Onun mahallesinde hiç mi Müslüman yoktu?”

İslam ülkelerinde intihara az rastlanır, kolektif (toplu) intihar görülmez. Batılı ülkelerdeyse bu “uygarlık hastalığı”, salgın halini almıştır. İslam ülkelerinde 100.000’de 2 kişi intihar ederken; bu rakam, gelişmiş kapitalist ülkelerde 100.000’de 15-45 kişidir.'

Av. Hüseyin ATEŞ

Sayın Bekâr şimdi cevap yazmazsam ayıp olacak size...Zarif bir ikaz dememdeki maksat o idi zaten. Yanlış benim yanlışım; doğrusu sizin yazdığınız gibi.
Çok espritüel bir kişiliğe sahipsiniz ve sayfaya renk katıyorsunuz...Teşkkürler eksik olmayın. Gerek yaşça benden büyük gerkse küçük herkesten beni bağışlamalarını diliyorum sayfayı bu kadar meşgul ettiğim için...Hadi artık lutfedip birisi bir şey söylesin.Yeni bir şey. Yoksa körler sağırlar durumu olacak.

Sayın Naime ERLAÇİN hanımefendi,
genç ölenleri anladım da,beni geç ölenler
daha çok ilgilendiriyor.Tavsiye edebileceğiniz
bir kitap varsa sevinirim :)

İntihar akıllı bir insanın işi olamaz diye yorumlanır
ve bu yüzden cenaze namazı kılınır.Akıl baştayken intihar edenin cenaze namazı kılınmaz bildiğim kadarıyla.Hatam veya eksiğim olabilir,hoca efendiler
bu konuda daha yetkilidir.Aydınlatmak görevleridir.

Bir zamanlar birileri uyarmıştı beni; elinin hamuruyla Dr. işine karışma diye, hoşçakalın...Ben yemekteyiz programını seyretmeye gidiyorum...Dün hamburger ekmeği ile pizza nasıl yapılır onu öğrendim. Öğrenmenin yaşı yok...Yarına sağ çıkarsak inşallah, kısmet olursa bir Yunus Emre şiiri asarlar sayfaya...

Yarın üç aylar başlıyormuş hepimize herkese kurda kuşa hayırlı olsun şimdiden sizleri tebrik ediyorum nice şiirlere nice mubarek aylara sevgiyle...

Hayatınızın tanıtımını yaptığınız dörtlük değil mi?

Zarif bir ikaz mı diyelim? Ama, iş işten geçti. Size de, Sayın Bilgeye de teşekkürler; sizi de unutmadım, size de teşekkürler sayın Açanba.