Ne çok severdik seninle
Saklambaç oynamayı
Her defasında
O defne ağacının
Arkasına saklanırdın.
Benim gözüm yarı kapalı
Bakardım farkettirmeden
Birimiz ebe birimiz sobe
Ömrüm derdin her defasında
Bulduğumda seni.
Ömrümsün sen benim
Zeytin çiçeğimsin derdin.
Ve hep gelirdim o bahçeye
Sobeleyeceğimi bile bile
Ömrüne gülümseyeceğini
Ömrünü önüne
Sereceğini bile bile.
O gün kurşuniydi bulutlar
Ağır mı ağır yağmur yüklü
Hazan zamanı,
Gazeller kor kırmızı
Kasvetli ve hüzünlüydü
Gökyüzü ağlamak üzere
Çöküvermişti yüreğime
İçimde bilinmez bir kaygı.
Gök gürlüyordu azametiyle
Şimşekler yüreğimde çakıyordu.
Evet,gelmiştim o gün
Buluştuğumuz o bahçeye
Göz göze geldiğimiz yere
Ve kapatmıştım gözlerimi
Saklambaç oynuyordum
Yine seninle.
Bu defa yoktun gelmedin.
O defne ağacının arkasında
Ömrümü alıp götürmüştün
Bir daha dönmemek üzere.
Biliyor musun o defne
Ağacının yanına
Bir zeytin ağacı diktim,
Yıllar sonra gelirsen eğer
Hatıralar canlanıverip
Armağan olsun diye.
Hoşça kal ömrümün vârı
Elveda diyemem sana.
Kayıt Tarihi : 26.10.2024 23:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sonsuz saygılarımla
Sonsuz saygılarımla
...
.
serin kaldırımlarda yürürken düşünüyordum
ve konuşuyordum kendimle,
ki sobe;
kendiyle kendine olduğu kadar,
yâriyle güzel sohbet edemiyor insan…
her cuma ikindiye doğru neden; bu sanki
elimi uzatsam dokunacakmışım gibi hissettiğim
yakınlık, uçurum olurdu sana;
musevi ve isevilerce kutsal sayılan o iki gün…,
ve yine de her haftanın bayram gününün sonunda,
akşam akşam güleç olurdu gözlerimiz
ışıl ışıl, o dar vaktin alacasında bile…,
böyle acayip acayip kesintisizmiş
ve bir terzi işi gibi cereyan edip duran,
gönlü hep; gün batımlarından yana yatık,
turuncu/kızıl; aşk…,
ah,
.
...
.
TÜM YORUMLAR (4)