SAKAT UYGULAMALAR YA DA ÖZÜRLÜ İNSANLAR.
Bu hafta dünya engelliler günüydü. Resmi verilere göre Türkiye nüfusunun azımsanmayacak bir kısmı engellilerden oluşuyor. 8,5 milyon civarında engellisi olan bir toplumun gündeminde hiç yer almayan, maalesef gündem dışı kalmış bir konu bu.
Herkes bedenen de fikren de tamamen sağlam olmayı ister. Evladının doğumunu bekleyen ana-babalara sorulduğunda “ Çocuğunuzun kız mı, yoksa erkek mi olmasını istersiniz? ” sorusuna verilen ortak cevap hep şu olmuştur: “Eli, ayağı, tüm azaları sağlam olsun da kız erkek farketmez, hayırlı bir evlat olsun” İnşallah cümlemizin evlatları hayırlı olur.
Yüce Yaradan pek çoğumuza düşünebilmek, yürüyebilmek, işitebilmek, görebilmek, dokunabilmek, tutabilmek, konuşabilmek vs gibi nimetleri doğarken eksiksiz vermiş. Bu nimetlerin bazılarını kimimizden doğarken, bazılarını ise ilerleyen yaşlarda değişik sebepler ve şekillerde almış. Mutlaka her felaket ve musibette bilemediğimiz, anlayamadığımız gizli bir takdir vardır. Yaradan, belki kullarına baki bir makam kazandırmak için de böyle irade etmiş olabilir. Çünkü her şey Halık’ ındır. Her şey O’ nun bilgisi dairesinde gerçekleşiyor. Herkes engelli adayı ve engelli ailesi adayıdır. Yarım saat sonra başımıza nelerin gelebileceğini Allah’tan başka kim bilebilir. Bunun idrak edip, engellilik konusuna böyle bakmak gerekir.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,