Araba Eskişehir’den Polatlı’ya doğru,
Ağır ağır ilerliyordu.
Sakarya, bir sağımda, bir solumda.
Kıvrım kıvrım.
Belli ki anlatacakları var.
Belli ki, bir sırdaş arar.
O anda birden, hava sislendi,
Toprak benzini attı,
Derin derin hislendi.
Zamanın dehlizleri yerinden oynadı…
Sakarya, rengi değişti,
Kızıl kızıl kaynadı.
Hangi kahpe namludan çıktığı bilinmez,
Bir şarapnel ıslık çaldı.
Kızgın kızgın geldi,
Yeni açan güle benzer,
Bir yüreği deldi.
Yirmi birindeydi.
Gözünü, doyamadığı toprağa dikti;
Vatanım! dedi.
Taze kınalı bir gelin,
Avuçlarına sabır ekti;
Yiğidim, balayında toprakla yatanım! dedi.
Bir ana, gururu alnına çekti;
Mehmet’im, helal sütüme helaller, katanım! dedi.
Gökten bin melek indi.
Her biri, bir Mehmet’i almak için.
Her bini, bin Mehmet’le,
Cennete dalmak için.
Peşlerinden bakakaldım.
Kıskanç, mahçup…
(Eskişehir 8/8/2005)
Hikmet KüçükKayıt Tarihi : 8.8.2005 10:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)