Sokaklar dar geliyor şimdi
her pencere başka bir yalnızlığa açılıyor
biliyorum, sen de oradasın bir yerde
aynı gökyüzünün altında
ama farklı bir evrenin içinde.
Çok garip, sesini hatırlayamıyorum artık
kaç kez dinlediğim o gülüşün
şimdi uzak bir rüyanın yankısı gibi
belki de hiç duymadım
belki sen hep sessizdin içimde.
Şehrin büyük istilasını bekleyen
son nöbetçi gibi duruyorum burda
silahım paslanmış, kalbim yorgun
biliyorum düşeceğim er ya da geç
ama teslim bayrağını çekemiyorum göndere.
Hatırlıyorum, sakalımda ilk beyazı gördüğüm günü
nasıl da çökmüştü omuzlarıma yılların ağırlığı
şimdi o günkü hüzün bir gölge gibi izliyor beni
her aynaya baktığımda sakalımın beyazında
derinleşiyor zaman, sen de karışıp gidiyorsun içimde.
Yenilginin tam ortasında
bir zafer gibi yükseliyor aşk
kaç yaş geçti aramızdan bilmiyorum
ama hala ilk günkü gibi
titriyorum adını duyunca.
Zaman ne tuhaf akıyor aramızda
bazen bir asır oluyor bir saniye
bazen bir ömür sığıyor tek kelimeye
seni aramaktan yoruldum desem yalan olur
yorgunluğum kendimi bulmaktan belki de.
Kaç kez öldüm, kaç kez dirildim
her sokak başında, her kapı önünde
kalbim, bu eski saat, hep yanlış zamanı gösterir
durur, çalışır, yine durur
sense hep aynı vakittesin, hiç değişmeyen.
Bütün şehir bana mezar oldu
her köşesi bir hatıra, her taşı bir yara
içimde taşıdığım boşluk büyüdükçe büyüyor
doldurmaya çalıştıkça daha da derinleşiyor
ne sen varsın artık, ne ben.
Kendimi arıyorum yitik bir şehrin
bütün çıkmaz sokaklarında
her köşede başka bir ben duruyor
kimisi ağlıyor, kimisi gülüyor
ve hiçbiri tanımıyor beni artık.
Adını söylüyorum bazen geceleri
ama sesin çıkmıyor dudaklarımdan
sanki hiç konuşmamışız gibi
sanki bütün kelimeler silinmiş
hafızamın duvarlarından.
Kırık bir aynanın parçalarıyız belki de
aynı bütünün dağılmış hali
birbirimizi tamamlayacağız derken
daha da keskin olduk, daha da yaralayıcı
kanıyor zaman avuçlarımızda.
Surların dibinde nöbet tutarken
düşman değil yalnızlık kuşatıyor beni
her gece biraz daha yaklaşıyor gölgeler
ve ben kaybedilmiş bir savaşın
son tanığı gibi bekliyorum hala.
Yine de bekliyorum, neyi beklediğimi bilmeden
belki seni, belki kendimi, belki hiçbir şeyi
bu şehrin sokaklarında kaybolurken
anlıyorum ki aslında
ben hiç var olmadım, sen hiç gelmedin.
Kayıt Tarihi : 21.11.2024 14:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!