Yıllarca Pinokyo’ya kızdık
yalan söyledi diye…
Hiç sormadık:
Neden bu kadar yalan söyledi?
Belki de kimse inanmadı ona.
Belki de yalnızlığıydı
uzayan burnunun asıl sebebi…
Şimdi suçu mevsime atmak kolay;
yüreğime kar yağdıran
mevsim mi, sen misin?
Onu bile düşünmüyorum artık,
Titrek bir mum alevinde eriyor mutluluklar.
Domino taşları gibi hayat;
Bir taşı devrildi mi
diğerleri de yıkılıyor ardından.
Ve ben hâlâ bilmiyorum:
Ben o devrilen taş mıyım,
yoksa onu alıp kenara koyan el mi?
Neresindeyim bu oyunun?
“Suç, gariptir; kimse üstüne almaz.”
derdi nenem.
O günden beri
bütün cevaplar kayboldu içimde,
doğrular sancılı…
Soruların ortasında duruyorum:
Suçlu kim?
Aynaya bakınca
utanacak yüz kimin?
İnsan, kendine küs olunca
bütün şehirler susarmış sessizce,
Ya ağlayınca,
Hala bulutlu gözbebeklerim.
Ne çok büyüdüm
yaralarımın içinde…
Keşke çocuk kalsaydım;
bir çikolataya kanan
minik bir kalp olsaydım…
Maskeler dar geliyor yüzlere,
yüzler kırgın duygulara…
Duygular ise
usulca sızıyor yüreğime.
Ben artık
kime kızıp
kimi seveceğimi bilmiyorum.
Bir mum kadar çaresiz,
bir ateş kadar özgürüm;
Bile isteye yanıyorum
kendi ateşimin alevinde.
Hâlâ Geppetto’ya kızamıyorum.
Onun tek suçu
bir parça sevgi istemekti.
Benim suçum ise sevilmediğim bir kalpte
dinlenmek…
Ölüm sessizliğine inat
şatafatlı bir kefen bu dünya.
Azrail şakaklarımda zonkluyor:
Ben ise sadece gülüyorum...
06.11.2025 14:52
Kayıt Tarihi : 6.11.2025 15:02:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



ve madem,
rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim,
ol şimdi pinokyo…,
ve işte gıcırdıyor tahta kalp/
yalancının çatısında…,
ey aşk…;
kalbinde sakladığın pinokyonun,
uzayan burnu,
verdiğin sözlere kızarıyor,
ağlıyor tahta bir kalp
yalandan sevicilik masallarına,
ve
bir çocuk gün/ah/sızlığı sığıyor
su sızmaz aramıza,
talan, dolan ve takladan,
var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura,
ve sayfamızı arala...,
anla;
TÜM YORUMLAR (1)