Lütfen uzat şakağını bana doğru.
Ben o derin şakaklarını: Alnının teri, hüznün cevheri ve en büyük kızgınlıklarının yüzüne vuran dehlizlerini gösterdiği için sevdim.
O çizgiler ki, bir maden işçisinin hasretle aldığı derin nefes gibiydi. Güneşe çıkınca da "çok şükür bu günde nefes aldım" dedirtirdi.
Kederlendiğinde çatılan kaşların buz tutmuş şelalenin yazın gümbür gümbür akması gibi hiddetlenirdi. Gözlerinin ateşiyle birleşince, zaptı zor bir savasçı gibi de, tüm kaleleri tek tek fethederdi.
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum