Selam olsun hakkı ayakta tutanlara,
Selam olsun hakka tutunanlara,
Selam olsun özü ve sözü bir olanlara,
Selam olsun ok gibi dosdoğru olanlara,
Selam olsun nifaktan korunanlara,
Selam olsun yalnızca Hakk’a tevekkül edenlere,
Rahmet Senin,
Şefkat Senin,
Mal Senin,
Mülk Senin,
Münezzehsin,
Mukaddessin,
Ey Visal Meleği!
Seni bilmeyen gafil.
Ey Terhis Meleği!
Seni sevmeyen cahil.
Dediler:
“Şu abdalla konuşup da
Etkilenmeyen yoktur,
Onu ya sürgün edelim
Ya da öldürelim.”
Bilmediler, bilemediler
Abdal âşık her dem anlatır Mevla’yı,
Abdala adavet eden bulur belayı.
Dilimiz okur her dem ulvi duayı,
Neyleyelim bedduayı?
Abdal konuşunca tüm şairler susar,
Güneş varken lambaya kim ihtiyaç duyar?
Ey nefsim!
Aç gözünü, olma kör!
Sanat mûcizelerini gör,
Bak, üzüm asmasının yaprağındaki nakşa,
Tesâdüfî olması mümkün mü hâşâ?
Acılar acılaştıkça yüreğinde,
Tatlı bir nefes alamazsın yeryüzünde.
Binek yaptım nefsi,
Ben bilirim haddi.
Açılsa gayb perdesi,
İmanım ne artar
Ne eksilir Yâ Rabbi!
İnsanlara acımayınız,
İnsanları seviniz,
Bu bizim meşrebimiz,
Eğer bilirseniz.
Değildir tesettür tarz,
Nass-ı Kur’an ile farz.
bir konu iki dize yedi kelimeyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir. yüreğinize sağlık.
bazı şiirleriniz şifreli olduğundan anlayamasamda anladıklarım üzerinden şiirlerinizi beğendiğimi söyleyebilirim.
kaleminize sağlık.