gün çekilirken
hüzün çöker şehrin üzerine yavaş yavaş
kaç hatıra saklanır
kaç sevda kor olup tekrar alevlenir
kaç gönül birleşip
kaç gönül hüzzam makamı şarkı söyler
kendilerince dillerinin döndüğünce
en tiz sesiyle bir keman
verem kıvamında inler ince ince
artık ya gönüllerin ve bedenlerin vuslat vakti
ya da yalnızlığın tavana göz çaktığı an olur
bu anlar ki
hatıralara
gül kokan sevgiliye
sevgilinin sürgün sevdasına
hasretine ve kasvetine gecenin bedduası olur
kimi zaman ilmik ilmik süzülür yanaklardan
hiç ağlayamayanların yüreği
binlerce dev dalganın çarptığı
kasırgalı okyanus
dövülen bir yalçın falez olur
peşinden cehennem piyasası
en fahiş en ölümcül yangınlar başlar
dokunmadan kırmadan kemikleri
bir incecik iğnenin
kemik iliklerinin en ortasından geçmesi gibi
can yakar çelişki veren bu melankoli
oysa şairlerin yüreği
renkleri süzer bu keşmekeşten
şekil verirler umutlara düşlere haykırışlara
yanıp sönen yıldızlarla
pembe mavi sohbetleri dökülür kalemlerinden
bir şarklı ozandır
bulutundan sıyrılan hilale güzellemeler sunan
aslında kimsecikler bilmez
gözleri boşluktayken, dalıvermişken
gecenin gözbebeğinde ki hüzün umut
yüreğine dolar şairin
artık doğum sancısıyla kıvranan anne gibidir
derin derin nefeslerin büyüttüğü duyguları emen bir kalem
boş bir kâğıt parçasını süsler giydir
ve çığlık çığlık doğar bir şiir
merhaba der dünyaya
hüznüyle mutluluğya
insancıklara merhaba
beşiği sallanır durur yüreklerden
otağı artık orasıdır
düşer dillere
dökülür ninni gibi dillerden
söyleyenler de bilmez bazen
nasıl süzülüp gelmiştir gönüllerden
aslında kimsecikler bilemezler
şairler ve şiirler
hep çocuk kalırlar
hiçbir zaman büyüyemezler
Kayıt Tarihi : 14.4.2005 22:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
derin derin nefeslerin
büyüttüğü duyguları emen bir kalem
boş bir kâğıt parçasını
süsler giydirir
ve çığlık çığlık doğar bir şiir
merhaba der dünyaya '.. tebrikler kardeşim
'boş bir kâğıt parçasını
süsler giydirir' dizeleri mi yalan..değil tabii ki, ilkidir yalan olan..ya 'doğum sancısıyla kıvraranan anne' benzetmesini kedinin neresine koyacağız o zaman...başka bir şair de şöyle der:
'şair yaşamak zoru doğuşundan
kalemin yazdığı kimlerin arasında..'.. o yüzden herkes şair olamaz..
yalnız şu 'bir oryantalist ozandır '
sözüne takıldım.oryantalistler Batı'nın bakşı açısıyla Doğu'ya bakan insanlardır. Dolayısıyla pek uygun düşmediği kanaatindeyim. teşekkürler kardeşim...saygılarımla...
Suna Doğanay
TÜM YORUMLAR (8)