Şair olmak ne zor,böyle kendi kendine,
Kendi kendine ölmenin bile bir adı var, ecel,
Söyle seninkine ne ad koyalım,şu kimliksiz hislerine,
Memnunmusun? kendinden, on yıl önce nerdeydin şimdi nerde? .
Şair olmak ne zor, tıpkı deli olmak gibi,
Yada akıllısın sen! ama en sivrisi,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Duygular coşmuş, kaleme dökülmüş. Yürek sesiniz var olsun! Saygılar, selamlar!
haa... atladım tabi........Şair olmak gerçekten zordu,bu şairlik bende yalnızlıkla doğdu....diyorsunuz ya, bende de artık zamanıydı bu hevesime bir bakış olsun hiç olmazsa diye, emekli olunca ansızın, yazmasan da olur, oku ama artık doya doya derken, yaptım da yapacağımı... şairlik öğrenciliğine antolojide, dünyada en güzel duyarlıklarla dolu dolu yürekleri taşıyanların arasında olmanın heyecanıyla başladım... şiir yazamıyorum, ama düşünüyorum kendimce, bir teşekkürüm olarak bu var olan güzelliklere
tekrar sevgiler... okur da itiraf etmez miyim hiç.... ama siz geleceğin ışığı olmaya adaysınız bu gönlümde, yüreğimde, umutlarımda
Şair olmak ne zor ve durabilmek ölmeden karşında
sizi seviyorum demiş miydim ben? yarın da diyeceğim yine.... o güzel ellerini öpüyorum ben şimdi de... hiç durma, paylaş bizimle her satırını diyemem ki, mısralar öyle şirin öyle sımsıcak tebessümlü ki... içimin sesiyle böyle (bir sayfada yorum yazmış olmanız değildi üstelik, hatta ne yazdığınızı bile bilmiyorum, öylesine sessizce ve sevgiyle şiiri, şairi bırakıp geldim....) bakınmaya merakıma teşekkür doldum kendi kendime...
iyi ki varsınız, devam edin paylaşmaya, ben çok sevdim bu sayfada okuma keyfimle bu huzuru, mutluluğumu da...
sevgiyle öpüyorum
Şair olmak ne zor,böyle kendi kendine,
Kendi kendine ölmenin bile bir adı var, ecel,
Söyle seninkine ne ad koyalım,şu kimliksiz hislerine,
Memnunmusun? kendinden, on yıl önce nerdeydin şimdi nerde? .
Vildan hanım biz karedeiz demi bu güzelim şiire bu soru işareti gitmişmi
Şair olmak gerçekden zor şair kalemi ile anlatır
Şiair türk dilinde örnek teşkil eder düşncelerini ifade ederken kalemin ucundaki boyanın yönüne yön vermeli
teprik ederim güzel şiiri ve şairi
salim erben
Şair olmak ne zor,böyle kendi kendine,
Duvarlar dinlese’de,dikiliyor önüme, alkış tutmak yerine,
Hiç bilmediğin eşyalara iki saat şiir okudum,
Onlar da beni anlamadı, sinirlendim ve sustum...........
Evet sair olmak zor
Yüreginize saglik. Sevgilerimle
ŞAİR OLMAK ZOR ZOR AMMA
MEMLEKETTE ŞAİR ENFLASYONU
VAR...İKİ SATIR YAZAN ŞAİRİM
DİYOR...VEYA KENDİNİ ÖYLE ZANNEDİ-
YOR...Kaleminize,yüreğinize sağlık
ŞAHİN ERTÜRK
'Şair olmak zor.'
Çok doğru.
İpeklİ
Şair olmak gerçekten çok zor,
insan durup dururken şair olmaz...
ama şair olmaktan çok şair olmaya neden olan sevdayı çekmek zor
sevgiyle
İnsanı acılar olgunlaştırıp şair yapıyor herhalde....Tebrikler
gerçekten harika bir şiir...kutlarım.
umarım bizler de bu şair sınıfına girenlerden sayılıyorsak ne mutlu bize,ne mutlu şair olabiliyorsak...aşk ve yalnızlık,duyarlı insanı şair yapar...duyarlılığın devam etsin şair arkadaşım,esinin kesilmesin...
ekrem bozkurt
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta