Bi gün,
yağmurlu bi sabaha,
uyandığında ormanda,
günahkar kıllarından,
kurtuldu Fatma.
sarı saçları tutam tutam düştü,
AŞKIN ''E'' HALİ
Ben en çok, aşkın e halinin severim.
Saldırgan, kırılgan ve futursuz.
Acıtan, dağıtan ve kusursuz.
Bir gün geldim kapına,
köklerim ellerimde,
saçlarım salkım saçak.
Şaşırdın.
Şaşırdım.
Giremedim odana.
Bir fincan yuvarlaklığında,
üç vakte kadar,
dönüyor dünya.
Seni bekleyen biri var,
bazen çok uzaklarda,
bazen yanıbaşında.
hiçbişey ağlamıyor
ağlatmıyordu.
hiçbirşey bakmıyor, bakamıyordu
hiç birşey yorgundu,
yoğundu, yoktu.
hiç bir şey uyumuyor
bi şair olsam dedi
anabelli,
kelimeleri
kusa kusa ölsem! ! !
masalım bitti.
şehriyar gitti.
kırk gün kırk gece ağladım.
gitme şehriyar!
daha, anlatacak masallarım var!
şah ismail, kanlı pilavı nasıl yedi?
Atomu parçalar gibi,
parçalayalım beyinlerimizi,
bombalayalım düşüncelerimizle,
yerle bir edelim
nagazakiyi :)
Güneşin doğduğu yerden,
dörtnala,
ekmeğin kokusuna geldiler.
Martıların aç çığlıkları gözlerindeki.
Deli bir rüzgar,
dağıttıydı da
Beklemek...
çıldırası gelir, insanın.
Dönmeyecek balıkçıları bekleyen,
kadınlar gibi.
Kara çarşaflarında, kara bahtları...
Bahtım karaymış, akmış kim yazar?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!