Siyahın tüm kızıl tonları
Ve beyazın
Alaca karanlığı
Benim gökkuşağım neden gri
Güvercin değilde kuzgun taşıyor zeytin dalımı
Susamışlığım Sana, Gel Ey Sevgili
Ay Işığı Yedir Bana...
Sen ruhumun diğer yarısı
Doğmamış bebeğimin anası
Kabuslu gecelerimin sabahında
Heceleri doldursam bir torbaya
Sonra çeksem sırayla
Dizsem onları bir uçurtmanın kuyruğuna
Bıraksam gök kuşağına
Bulutları kucaklasalar da
Sen başını her gökyüzüne çevirdiğinde
Bakışı yaralım süzme gözlerini
Sende bu sevda
Sende bu yürek olduktan sonra
Ne yazar cihan kül olsa, kul olsa...
Tut ellerimden, götür beni, çek içine,
Taa oraya, en derine...
Buram buram hasret kokuyor hayallerim yokluğunda
Özlemim arttıkça eriyorum her gün biraz daha
Sahte gülücükler saçıyorsam da etrafa, inanma
Kanıyor gözlerim, ağlıyor yüreğim; ben sende tükendim
Bu şehir bana yaban, bana zindan
Şu an, o kadar ağırım ki;
Sanki bir kuşun kanatlarında,
Rüzgarla irkilen bir tüy gibi...
Şu an, o kadar yaralıyım ki;
Sanki oradan oraya çarpan,
Saçlarının karasına dolandığımdan beri
Gönlümün mızrapları seni çalıyor
Uykularım perişan, düşlerim sarhoş
Benliğimi yitirdim, Hükümsüz..!
Ne denli çok sevmişim ki seni
Kör, dolambaçlı sokakların,
Virane caddelerin,
Köhne insanlarınla
Cehennemimsin İstanbul..!
Dönüşüolmayan bir yola girdim,
Alacakaranlık vakti saplandı yüreklere
Kızıl güneşin şafağında yükselirken göğe ayrılık türküleri, korolar eşliğinde ve kanatlarında güvercinlerin
Mucizeler tutunacak dal bulamazken sesinde, kızılcık şerbeti çeken tinercilerin
Sokak ortasında sokaksız, sahipsiz sevda masalları dolaşmada, dalaşmada
Oysa ki öyküler ve aşklar unutulmak için yaşanmamalı ve anlatılmamalıydı
Kiz Kulesi
Kaç asırdır direnişin
Israrın neden yalnızlığa
Zoraki gülümseyişin bile
Karartıor sevdalıyürekleri
Uşak olmusun Şeytan'a da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!