NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ
Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu.Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı.En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı.Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı.Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi.1992 yılında okulu bitirdi.İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı.Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi.Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor.
Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi.Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti.Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı.Burada iki yıl görev yaptı.Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi.Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı.Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti.Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır.
Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı.Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde; Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı.Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı.Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı.Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır.Halen bu birliğin üyesidir.
Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır.İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.
e-mektup: [email protected]
Nihat MalkoçKayıt Tarihi : 2.8.2005 13:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bunca büyük nimeti sana veren Mevlâ’dır
Bil ki gönül tokluğu,para puldan evlâdır
.......................
BİR GÜN
Azrail’in elinden bade içersin bir gün
Musallanın üstünden sen de geçersin bir gün
......................
YARIN
Yarın diye bir gün yok, anın kıymetini bil
Nerde bir garip görsen gözünün yaşını sil........
..............................Saygılar efendim.
Yine düşümde dalgalandın dün gece
Lapa lapa yağdın uykularıma
Zonklattın beynimi
Şifreli yolların kavşağında
Bir nehir gibi aktın rüyalarıma
Sırılsıklam oldum amansızca
Şimşek oldun,yaktın yüreğimi
Durdurdun saatleri zamanın inadına
Siliverdin pembe sayfalara
Yazdığımız kadife yazıları
Üşüttün,buz kestin duygularımı…
Hatırlattın o titrek dakikaları
Esirgedin bir katre ab-ı hayatı
Çok katı yüreklisin sen çok
Hani altın harflerle yazmıştık
Aşkımızın hikâyesini…
Nerde ettiğin bunca vaatler? ...
Viraneye çevirdin hayatımı
Nereden çıktı bu zamansız ayrılık?
Neden gözyaşınla sildin adımı? ...
M.Nihat MALKOÇ
(Yürek Dostu Kaleli’ye Nazire…)
Karanlığı boğan nurlu dağlar hey!
İçimdeki sırrı bilebilmezsin
Hakk’a yakın,mahcup,arlı dağlar hey!
Ölmek istesen de ölebilmezsin
Geçen yolculara bağrını açsan
Doğan güne inat aydınlık saçsan
Aşkına karşılık ağular içsen
Yine ağyara dost kalabilmezsin
Yukardayım diye kasılıp durma
Geleceğe dair hayaller kurma
Sonradan başını taşlara vurma
İsrafil’e engel olabilmezsin
İnsanlıktan kaçıp sığındım sana
Kararsızım bilmem gitsem ne yana
Nara yandı yürek,köz düştü cana
Şol bîmara şifa salabilmezsin
Köroğlu’ya bağrını açan dağlar
Yüreğinden Resûller çıkan dağlar
Hakka dönüp batıldan kaçan dağlar
Dünyadan ukbaya göçebilmezsin
M.NİHAT MALKOÇ
Neden böyle hicrana bürünürsünüz dağlar?
Zamanın aksine genç görünürsünüz dağlar
Bu kızıl akşamların taşırsınız yasını
Sis çökmüş ufuklarda dövünürsünüz dağlar
Destanlaşan aşkları taşıyıp bağrınızda
Ferhat’ı gördüm diye övünürsünüz dağlar
Çobanların kavalı ninni gelirdi size
Şimdi yalnızlıklarla örünürsünüz dağlar
Suların gölgesinde,ölüm sessizliğinde
Hazan gelir,libastan arınırsınız dağlar
Şimşek çakar,gök gürler,yağmur yağar,sel olur
Çirkin talihinize yerinirsiniz dağlar
Söner bütün umutlar,topraklar çoraklaşır
Hüzünlü kubbenizde barınırsınız dağlar
Tutkular keder olur,hevesler yanık türkü
Sürgüne mahkûm gibi sürünürsünüz dağlar
(21 MART 1990/TRABZON)
M.NİHAT MALKOÇ
O gün kana boyandı Çanakkale Boğazı
Yeri göğü inletti askerimin avazı
Dört taraftan saldırdı düşman delicesine
Şarapneller saplandı Mehmetçiğin göğsüne
Türk’e karşı kin kustu,beraber oldu cihan
Damla damla gözyaşı döktü yere asuman
Allah’ın askerleri melekler yere indi
Hakk’a kavuşan erler kanatlarına bindi
Bir lodos fırtınası zaferden haber verdi
Dengeler değişince arttı kâfirin derdi
On sekiz Mart’ta sular kan gölüne dönmüştü
Zâlimin balonları gün doğmadan sönmüştü
Ertuğrul tabyasından ateş yükseliyordu
Ceddin iman güneşi aydınlatıyor yurdu
Seddülbahir’de akan kan gövdeyi götürdü
Bu çile nöbetleri hem gün,hem gece sürdü
Conkbayırı’nda yazdı Mustafa Kemal destan
Coğrafyaya dönüştü damarlardan akan kan
Izdıraplara mahkûm vatanım ancak güldü
Düşman bataryaları soğuk suya gömüldü
Küfür tek bir millettir, ayrı gayrı seçilmez
Mehmetçik haykırıyor: “Çanakkale Geçilmez”
İnsanlıktan nasipsiz küstah uğurlar ola!
Hatırla bu destanı,hatırla da gel yola!
İnancımız odur ki payidar olmaz zulüm
Rabbim senin yolunda bize düğündür ölüm
Taş ve toprak şahittir o muhteşem bozguna
Çok acı bir ders verdik o salyalı azgına
Al bayrağın altında gölgelenen askerim!
Cennet-i Âlâ’sında bekler seni ol Kerim!
Çanakkale içinde Hilâl,Sâlib’i ezdi
Türk’ün mücahitleri bir büyük destan yazdı.
Yuvasından ayrılan artık geri dönmedi
Onların sâyesinde al bayrağım inmedi
Ey toprağın bağrına gömülen yiğit erler!
Döktüğünüz kanlarla ulvîleşti bu yerler
Ey semaya taht kuran yüce,soylu er oğlu! !
Duygusallıkta Kerem,yiğitlikte Köroğlu
Ey asırları aşıp cihana hükmeden Türk!
Zafer kaderin olsun Rabbine şükreden Türk!
M.Nihat MALKOÇ
TÜM YORUMLAR (20)