Ellerimin önündeki dallar da
Sarıldı yaprağa
Göremiyorum karşı yamacı
Erken mi yoldayım
Ben mi geciktim
Bakın hemen şiirsel bir esinti geliyor, değil mi;bu sayfalara isim yazdırmak kolay değil tabi ki. Önce bunu bilmekte yarar var.
‘Çocukluğumdan beri çocukları severim’ diyen; zarif şair diye de anılan Şair Cahit ZARİFOĞLU, 1940 yılında hayata merhaba derken; 47 yıl bu dünyada kendine yer bulabilmiş ve 07 Haziran 1987’de ebediyetin yolunu tutmuştur.
Ben Maraşlıyım diyen şairin 300 yıl önce Kafkaslardan gelen amcazadelerinden birinin ismi Zarif; o zarif ,bu zarif devam eder gider.
Şairin Hâkimlik yapan babasının, annesinden boşanarak başka bir kadınla yaşaması, hayatın soğuk yüzünü şaire yanaştırır, babası ile soğukluk söz konusu olurken; yaşamını daha ziyade annesinin yanında sürdürür.
Besbelli ki çocuk yaştan itibaren bu Şair zarif ruhunu aramaya başlar, insanın ruhunu araması birkaç kişi ile değil, tek başına olur, bu da öyle yapmıştır.
Aksak bir tahsil hayatı olur, münzevi yaşamın kodları bazen çok yükselir. Çocukları; babalarının, şiiri hayattan soyutlamadığını beyan ediyorlar, sürekli daktilosu ile çalışırdı, daktilo sesi, çay kaşığı ve çocuk sesleri birbirine karışırdı diye anılarında naklediyorlar.
Şair; Necip Fazıl ile yakın arkadaştır, Necip Fazıl’ın girişimi ile sabah nişan aynı gün akşamı da düğün töreni olur. Şiirlerinde Necip Fazıl’ın etkisi görülmez, bu benim tespitimdir, hayır tam tersi diyen olursa, karşısına muteriz olarak çıkmam.
Sezai Karakoç’tan; o sırada Paris’te bulunan Cemal Süreya’nın adresini alarak mektup yazar. Cemal Süreya’nın tarzını benimsediğini ben şahsen ileri sürebilirim.
‘YEDİGÜZELADAM’ Bilindiği gibi bu şiirden esinlenerek; dizisi de yapılan, Şairin; uzun, en uzun soluklu şiiri;
Ülkeyi tez giden ayaklarımla varıyorum
Kanım temizliği seven bir kolla atılıyor durmadan
Yıkanmış güneşte yeni kurumuş çarşaflar gibi
Serin ve ürpertici gövden
Yaklaşmaktasın ve / çok yakınıma taşıdığın / güller
Sana canı gönülden âşık oldum meleğim
Kollarına gümüş bilezikler düşündüm
Dostlar buldukça onlara
Kalın kaşlarını övdüm
Güzeldi
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Çocuk masalları ile çocuklar tarafından da çok sevilen şair ve yazarımız Cahit Zarifoğlu; bence şiiri bulmuştur. Ya da şiir gelmiş kendisini bulmuştur.
Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kim bilir, rüzgârlı eteklerinle
kim bilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sessizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle
Şairin Sayın Eşi Berat Hanım anlatıyorlar. Bir gün diyor; şiir yazarken daktilonun yanına dikildim, dedim; bir şiir de bana yaz, bir defter kalem getir dedi, ben de çalakalem şiir mi olur, dedimse de; ben şairim, ilhamı beklemem, yazarım deyince; uzattığım kağıda hemen bunu yazdı uzattı bana..
“Bu Şiir Senin”
“Ey Berat Hanım dersen ki
‘Bu ne zalim adam
Hâlimi bilmez hâlden anlamaz
Küçük bir şeyi mesele yapar’
-Ne büyük yalan-
Doğrusu var hakkın
N'etsem n'apsam
Kollarını bilezik
Boynunu kordon
Ayağına hal hal donatsam
Yine hakkın kalır”
Ben söyledikten sonra; adıma yazılan şiirin kıymetimi olur dedim, arkadaşları güzel bir şiir deseler de, ben yine aynı görüşteyim diye de ilave eder.
Bizim bu çalışmamız; hatırlanacağı üzere ‘sanatların sanatı olan şiir; sanatçıların da sanatçısı olan şair’ bağlamında, şairlerin beslengeç umdelerini saptamak. Şiir mademki bu kadar mühim, hayatımızı sarmış durumda, öyleyse tılsımına birazcık olsun yaklaşmak, işte bu maksada matuf olarak bu çalışma sürdürülüyor ve nasipse kitaba dönüştürülecek.
Bu şairimizin hayatına ‘Zehra Öğretmen’ isimli biri alonj yapılıyor; bilindiği gibi, ilgili dizide de işlendi, benim yaptığım orta ölçekli araştırmada, böyle bir aşka dair taraflarca; itiraf, ima ve yahut bir tevile rastlamadımsa da, bu aşkın varlığını yok sayacak bir hüküm ifadesi de bulamadım. Hatta konuya ilişkin; olarak; Esra Gayretli isimli yazar bir yorumunun bir kısmında şöyle diyor:
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
............’Bu nedenle Zehra Hoca’yı Cahit Zarifoğlu’yla aynı karede görmekten korkmayınız sayın seyirciler. Sonu vuslatla bitmemiş bir hikâyenin başka hayatları seçmiş kahramanları olsalar da, dünya döndükçe yan yana anılmaktan kurtulamayacak onlar. Çünkü her aşkın nasibi başka başkadır. Cahit Hoca ve Zehra Hoca’nın nasibi de, vuslata ermemiş olsalar da, onlarca yıl sonra milyonların şahitliğinde aynı hikâyenin iki kahramanı olmaktır. Birbirlerine ‘edep’ dairesi içinde incecik bakışlarına, yaralarına, acılarına, sözlerini içlerine atışlarına ve nihayetinde ayrılacak yollarına bir kez de biz tanıklık ediyoruz. Bunda ayıplanacak bir durum olmadığı kanaatindeyim.’
Burada sanki bir aşk söz konusu gibi, ben bir hükme varamadım, benim vereceğim hükümde alenilik tartışılmamalıdır. Kanaatim o ki, ailesinin incinmesi söz konusu, bu yazının hazırlayıcısı olarak şu beyanda bulunmak isterim.
Aşk ; ilahi, mecazi, beşeri olur; onu bilemem; belki de, hepimiz in aradığı şey, çünkü aşk dünyanın yaratılış gayesinde mevcut. Aşkın hukuku yoktur, hayatın özellikle de ailenin bir hukuku vardır. Toplumun çelik nüvesi ailedir, öyleyse aile hukuku her şeyin üstündedir diye düşünüyorum, hiçbir aşk, bu aşk nedeniyle gururu incinen bir insan yüreğinden daha değerli olamaz.
Bu nedenle ben bu şairimizin; şiirlerine mülhem isim veremeyeceğim, aleniliği tartışmadan uzak, itiraf veya sair şekilde sübut bulmadıktan sonra veya ilgililerin vefatından 70 yıl geçmedikten sonra; mütalaada bulunmanın isabeti yoktur. Diye düşünüyorum. Bu da 2057 yılına tekabül eder, yazmak kime kısmet olur Allah bilir.
Türk edebiyatındaki yerini severim ben Şair Cahit Zarifoğlu’nun ; sesi hoşuma gitmiştir hep, kendimden çok şey bulmuşumdur.
Rahmetle; saygıyla anıyorum...
‘Senin sevinçlerini de hüzünlerini de biriktiriyorum ben’
Ne diyordu...Menziller’de
Sözün ve yolun baş çeşmesi ruhumun
Canım içre sevinç verir sözlerin
Baktığın dağların düşüncesi bile ağlatır beni
Hür olurum buyruklarını bir bir donansam sultanım.
Aşkın bin gözlü devasa bir baş imiş
Yur her birini uykularından sohbetin
Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın
Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın
/
Sana ansızın alınyazımı ve kendimi ekliyorum
Aşka hazır aşka aç ve davetli.....
Cahit Zarifoğlu
Kayıt Tarihi : 7.6.2021 22:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlhami Bulut](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/06/07/sair-asklari-cahit-zarifoglu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!