Ömür dedikleri encamı ecel olan yaşanmışlıklar fihristesi
Yanılgıların en büyüğü de düşünülmeyen ölüm ve ötesi...
Bir yâd ki benliğimi saran
Dilim sussa kalbim söyler
Ve bir özlem içimi yakan
Her nefeste ruha işler...
Öyle bir imtihan ki süresi bütün hayat
Anlık duygu sananların arasında kaldım
Sevda ebedi olmalıdır, kaçsa da rahat
Yolda bırakıp sözünde durmazlara kandım
...
Leyla bahane, Mecnun'daki derttir aşk
Devası uğruna çöl sıcağına bile aldırılmayan
Ve belki suyun içinde susamak gibidir, elhak...
Ne kadar içilirse içilsin kanılamayan
Bekler insan!
Bazen sabahı ya da baharı
Belki bir gül, gün ya da kararı
Bekler insan!
Beklenilen bilse de bilmese de
Biten ömür kitabına aldırmadan inatçı bir ümitle
Derler ya misafir misafiri sevmezmiş, ev sahibide hiç birini
Belkide ondandır, dünyanın yüzüme hiç gülmeyişi
Gece sana doğru uzayan sonu gelmez bir yol sanki, özlem deminde
Gönül sus-a-mak zorunda mı, haykırmak isterken sabrın limitinde
Aşkını yudumlarken hayâl kadehinden
Sûretin kaplıyor gözlerimin takılı olduğu tavanı
Doğrulsam öpeceğim!
Doğrulsam, doğrulabilsem...
Peki nedir beni bağlayan
Sarih olduğu kadar gizemliydi gözlerin
Gösterecek kadar kolay, tarif edilemeyecek kadar zor
Ve belki ondandı parmaklarımdaki şiir yanıkları
Kullanmadığım harfler küskün, kullandıklarım kor
Bu yanıklar görünen ama önemsiz yaralardı
G-özyaşı
Bir bakarsın yağmur gibi iner
Belki rahmet olur sahibine
Ve belki muhatabına sel
Bazen içe akar, gece gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!