Gülü seven dikenine katlanmalı derler
Oysa gül ve dikeni bir bütündür, bilmezler
Sevdalı için görünmez maşuktaki kusur
Yüzü bed ve kaba olsa da yârin, cemal derler
Silinmez bir yazıdır, yâre verilen sözler
Var mıdır yalnızca mutluluğu yazan şair
Ve içinde hüznü barındırmayan bir şiir
Derler ki acılarmış, şekil veren duygulara
Demir bile yanıp eriyerek gelirmiş tava
Eşiğinde bekleyen bilir, gam dergahıdır şiir
Mürit olamaz herkes, olsa da usta bir muharrir
Firkatin gönlümü yakan bir alaz
Vuslatın avuçlara yüklenmiş içli bir niyaz
Rüyamda olsun gelsen,etmesen naz
Yokluğunda bırakıp hazana salma!..
Bahar habercisi kardelendir bakışların
Yıkılmaz diye dayandığın istinatların vardır ya hani
Ne yapsan hoş görür diye beklediklerin
Ya da ebede kadar sevdiklerin
Bir küçük hatana bakarmış meğer
...
Kim bilir belki hakikat ikliminde rüyadır tüm bunlar ya da bir heyula
Okyanusta uçan bir serçe gibiydim, aşkı arayan
Nasibim bir şehla bakışlı imiş
Anladım aramak beyhude, hezeyan
Aşk nasipte gizli imiş
Tütün basılmış yaralara özlem...
Gurbete baharı gelmeyen kış mı desem
Sırdaş kâğıtlara işlenirken sitem...
Hayata birincisi olmayan yarış mı desem
Bir garip mekân ki kimi sultan kimi parya
Damlaya damlaya göl olur ya
Öyledir kalbe akan sevda da
İlkin bir reşha ile başlar
Sonra yer bırakmaz başkasına
Nedir bu korku, yüreğimi esir alan
Gözlerindeki ateş mi gönlüme yangın salan
Yetişmezse imdada sevdan
Geçmiş koca bir hüsran
Bugünüm zarar, yarınım ziyan
...
Belki de yanmaktır nasibim, dile kadar gelip sükût eden bir sırla
Ve katlanmak hasrete, her bir saniyesi asra bedel bir sabırla
...
Kanatsız düşlerdi bize kalan
Sınırlar çizilmişti hayâllerimize bile
Oysa bizdik yazan ve yön veren tarihe
Ve nokta koymazdık cümlelere
Durmak şöyle dursun
Duraklamayı düşünmek bile zuldü bize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!