Şahsi Çıkarı Peşinde Koşan Aydın Ülkesin ...

Attila İlhan ile Sivil Örümceğin Ağında adlı Mustafa Yıldırım'ın yazdığı bugün ki ihaneti suç üstü yakalanan sermayeyi anlatan kitaba TOKAT GİBİ BİR KİTAP yazdığı için tanıştım.

Sonra onun Dip Dalga dediği Türk oldum.

Bu ülkenin aydın cehaleti okumamış cehaletinden daha büyük bir tehdit olduğu için bugünleri yaşıyoruz.

Geçenlerde bir işadamı sohbet ettik. Kendisinin babası milletvekili oğlu olduğu için sermaye sahibi olmuş biri.

Söz döndü dolaştı emeğin değeri bilinmiyor sözünü söylediğimde verdiği yanıt ile sonlandı.

Sorun siyaset ve sermaye anlayışının sömürgeci tutumundan kaynaklanıyor dedim. Çalışanlar şirket için kâr merkezi olarak görülüyor. En büyük sorun budur dedim.

Kirası 20.000₺ olan bir insana 17,000₺ maaş vermenin ahlak yoksunu bir paylaşımsızlık olduğunu ifade ettim.

Devletten bana ne dedi ben kazancımı nasıl artırırım ona bakarım dedim.

Devrim inancım bir kat daha arttı.

Bir başka tespitim ise şudur;

Devrimi yok etmek isteyen yıkım çabasına karşı devrim diyerek yıkımı meşru hale getiren yazar çizer takımı aydın mıdır?

Muhakeme yoksunu olmak büyük eksikliktir.

Körlük üretir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün ilim sahibi olduğunu ilim sahibi olmanın mana ve deha anlamında ileri görüş öngörüsü olduğunu bilmeyen sayısızca aydın var. İlim din üretmek demek değildir.

Ben sizlere dogma ve ayet bırakmıyorum diye uyarması ilim sahibi olduğunu fazlasıyla gösterir.

Burada vermek istediği mesaj şudur ilim din üretmek demek değildir.

Din üretmeyi ustaca eleştirmiştir.

Aydın olmak sorumluluk gerektirir. Zordur.

Her yürek o zorluğu göğüsleyemez.