Bir varmış, bir yokmuş
Bir karanlık varmış
Kimsesizdi, ama huzurluydu
Hep uyuyormuş
Bir gece korkunç rüya gördü
Işık varmış gördü
Şeker uykudan uyattılar beni
Ağlayarak
Uyanmak istememiştim,
Ne yapalım, kurallar böyle
Yataktan kalkıp, yüzümü yıkadım
Issız bir çöl olduğumu,
Söylememiştim sana
Seni inanmadığım için
Hiç durmadan düşünmeğe,
Mecbur etmiştim kendimi
Kalem tükenerek
Ben devam ediyorum
Beyaz kağıt yüz karasına varırken
Ben aklanıyorum
Silgi küçülürken
Benim sözlerim büyüyor
Yıllardır tozlu penceremden
Ay odama bakıyor
Yıllardır odamın duvarına asılmış kirli ayna,
Hiç açılmamış yüklüğe bakıyor
Yıllardır dilsiz yüklük
Bana bir söz söylemek istiyor
Biliyormuydun,
Benim rüzgar olduğumu?
Babam kara, annem deniz olduğunu?
Annem bana erken yürüdüğümü söylemişti,
Ben yürümeğe başlarken doğdum.
Annem beni göğüsündeki dalğalarla emzirdi
Verziğan'dan karayeller esirdi
Armut satan, gelmeyecek hiç, derdi
İnildeyip yas haberi verirdi
Yer titreyip evler olup harabe
Candan bezmiş ruhlar olup göçebe
Gök bulutlu, bulutlar gebe
Gecem aysız, neşem göçebe
Ay ışığını, yutup bulutlar
Elde kalan, siyah tutuklar
Gece hırsızı, oy bulutlar
Kıskanırım tabloyu
Çünkü sergilenmek istiyorum,
Bir mutlu tablo gibi
Tablolar çizdim
Içimi döktüm
Beni şikâyet etmişsin
“sen yoksun” suçuna
Kimse bilmese de,
Sen biliyorsun
Aklanmaya önemli tanıklarımın Olduğunu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!