Şahin Yılmaz Şiirleri - Şair Şahin Yılmaz

Sevin kömür gözlüm, madalya takın,
Sen gittin gideli sürünüyorum.
Yol yarıyı geçti, son durak yakın,
Ne zaman genç görsem yeriniyorum.

Saçıma yağan kar siyahı örttü,

Bir emsalin yok ki yalan dünyada,
Bilmem nasıl anlatayım, yâr seni.
Bilmeyen anlamaz, görmeyen bilmez,
Destan yazsam, tasvir etmek, zor seni.

Kokunu almıştın en kutsal yerden,

Yiyin efendiler pasta, börek, aş,
Hesap çıkarılmaz, ağaya beleş,
Şişmanlarım diye etmeyin telaş,
Lahana çorbası kapsülü yutun.

Eliniz naziktir kazma, kürek yok,

Mikdat abi, ne var, ne yok sormuşsun,
Toz duman içinde kalmış alan var.
Bıraktığın gibi değil Türkiye,
Abdesti olmadan namaz kılan var.

Kaptı kaçtı moda oldu, alıştık

Mekke’deki şeytan bir yere gitmez,
Bizim şeytanları taşlayıp gidin.
Ölene dek yeter, sevabı bitmez,
Bizim şeytanları taşlayıp gidin.

Yasamadan, yürütmeden, yargıdan,

……………………Barış Doğan Kardeşime.

Barış kardeş töremiz mi değişti,
Ispanaklar döven ile kıyılır.
Tor tosunlar çekirgeyle boğuştu,
Tazı, tavşan bir arada yayılır.

Elini alnına koyup bir düşün,
Ne kazandın, ne kaybettin bu sene.
Huzurla yastığa değer mi başın,
Ne kazandın, ne kaybettin bu sene.

Olana, bitene akıl yordun mu?

Bülbül diye pazarladık baykuşu,
Tüylerini yoluyoruz, satmıyor.
Bastık bağrımıza kara bir taşı,
Pudra ile beliyoruz, yatmıyor.

Duyarsızlar çeker iken halayı,

Gel diyorsun ama gardaş,
Köye ne diye geleyim.
Ne babam var, ne arkadaş,
Köye ne diye geleyim.

Çalışmamak olmuş amaç,

Bu ülke bir adım ileri gitmez,
Emanet ehline verilmedikçe.
Garibin, haklının borusu ötmez,
Adaletli yargı kurulmadıkça.

Rakamlar ortada, bakanlar görür,