Bana kimse “Nasılsın?” demedi uzun zamandır. Sahi… sorsalardı ne olurdu biliyor musun? Belki de oturur, saatlerce ağlardım.Belki de “iyiyim” diyemezdim bu kez. Belki de içimde biriken ne varsa, kelimelere dökülürken gözyaşına karışırdı. Çünkü iyi değilim bazen. Ve bunu kimse fark etmiyor. Kahkahamı duyuyorlar ama çığlıklarımı duymuyorlar. Gülüşümle kandırıyorum herkesi ama kendimi kandıramıyorum. O kadar alışmışım ki güçlü görünmeye… Zayıf tarafımı kimseye göstermemeyi öğrenmişim. Sanki biri “Nasılsın?” diye sorsa ve gerçekten cevabını duymaya hazır olsa… İçimde ne kadar fırtına koptuğunu, ne çok yorulduğumu, ne çok sustuğumu anlardım belki ben bile. Ama sormuyorlar. Çünkü herkes sadece kendiyle meşgul. Kimse bir başkasının yüreğine inmeye cesaret edemiyor. O yüzden, ben kendi içimde sessizce sormaya başladım: “Nasılsın?Ve sessizce cevapladım da: "Yorgunum… Ama hâlâ buradayım." Ve bazen bu bile yeter… Çünkü hâlâ buradaysan, hâlâ ayaktaysan… Demek ki düşmedin, demek ki pes etmedin. Ve en önemlisi… kendine sahip çıkmayı öğrendin. Yine de içimden geçiyor: Keşke biri sorsaydı… “Gerçekten nasılsın?” diye. Ve ben hiç susmasaydım o gün.
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta