Gitme demişti Ustam,
Bir günbatımı kızıllığında
Gitme..!
Metropolün şaaşalı geceleri
Yaşatmaz şair bakışlı gözleri
Gitme..!
Parlak, cilalı taşların seyrinde yitirirsin karalastikli adımları.
Ve yüksek ökçeli salınışlar kol gezer gölgen üzerinde
Gitme..!
'Bilir misin' dedi 'evlat'
'Hayallerimi tecrit ettiğin o şehir
Yani İzmir
Anlamayacak senin lügatından.
Beş buçuk beden büyük geleceksin dar sokaklı şehrin arnavut kaldırımlarına!
Ama gün gelecek
Pamuk ipliklerinden çelik halatlı çapalar yapmayı deneyeceksin
Tutunabilmek için mavisine
O şehrin..!
Hayallerini vuracaklar gözkapaklarından..!
Mavi,
çelik konstrüksiyonlu lüks arabalarıyla ezecekler
küçük beyaz hediyelerini.
Kagir düşlerini gömecekler jakuzili apartmanların subasmanlarına..
Ve gün olacak
Cam kaplı plazalarda donatılacaksın masalara
Kırmızı bir şarap nezaretinde
Gitme..!
Anlamayacaklar dudaklarına iliştirdiğin arabesk cümleleri.
Ve hiçbir suret
Sana yıldız tarlası vadetmeyecek,
neon ışıklar içinde
Gitme..!
Trilyonluk abi'lerin yelkenlileri ve
Kotraları demirleyecek senin kağıttan gemilerinin üzerine
Gitme..!
Düşük rakımlı kentin
Yüksek tirajlı mecmualarında afişe edilecek olsa da gülüşün
(Hani yüksekten korkmazsın ama evlat)
Unutturacaklar sana
papatya ile toprağın sevişme asaletini..!
Okuyucu
Bu şiir de (tıpkı herşeyim gibi)
En saçma yerinde bitmeli..!
(üzgünüm)
Ve sen Çocuk..!
Toprağa güdümlü iki mısra fırlatıyorum kerpiç yüreğine..
Sahi
Bu şehre neden gelmiştim hatırlıyor musun..!
BEN
UNUTTUM..!
30.11.2010
Urla
Kayıt Tarihi : 30.11.2010 13:10:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Haykırışlarımı verip ateşe, yayan kuyularıma atıyorum kelimelerimi tek tek...Neyim varsa yüreğine dair, bu katliama dahil..! Sus pus olmuş dudaklarımla giriyorum kavgalara, elim kolum bağlı...Filistin askılı pozlar veriyorum savaşlarımda...Beyaz bayraklı direnişler, tüpsüz dalışlar bazen aklımın karasularına,sensiz...Zıpkınsız avlara çıkıyorum, incinmesin diye katil balinaların dudakları..Yel değirmenleriyle değil rüzgar gülleriyle güreşiyorum en Don Kişotundan...Gri kasvetli bulutların taraçasına sığınıyorum gözlerimin rutubetinden..! Dolmuşların daracık koltuklarında, uzun menzilli şiirler çiziktiriyorum, hayallerini ıskalamak için...! Alakasız olacak ama Çocuk; Sen pilateste bir Ahu, ben sokaklarda Mülteci..!
Ve yüksek ökçeli salınışlar kol gezer gölgen üzerinde
Gitme..!
___________ Yüreğinize sağlık genç arkadaşım ,
mükemmel bir şiir okudum Kutluyorum..Kaleminiz daim olsun.++
Muhteşem bir şiir okudum Kutluyorum içtenlikle... Nicelerine..
Salih Bey,
Yüreğine emeğine sağlık....değerli çalışmanızı ve sizi içtenlikle kutlarım....Başarınız daim, kaleminiz tükenmez olsun....
Selam saygı sizedir ....
Anlamayacak senin lügatından.
Beş buçuk beden büyük geleceksin dar sokaklı şehrin arnavut kaldırımlarına!
Ama gün gelecek
Pamuk ipliklerinden çelik halatlı çapalar yapmayı deneyeceksin
Tutunabilmek için mavisine
O şehrin..! --- Hele Trabzon dan gelirsen zor bulursun o ıslak 12 ay yeşili ,elbette ya şehir sana ,yada sen şehire yaban olursun . En iyisi ikisinin sevdasını birleştirmen gen şair arkadaşım yüreğini yürekten kutların çok nefis bir şiir okudum .
Ege'nin sıcak insanları 'itmez yabancıyı' o kadar... Uçuk, kaçık zengini de pek yoktur... İstanbul kadar...
Ona rağmen, elbette Trabzon değildir, Rize değildir, mavisi bile yeşile çalar oraların... Ormanları gibi sıktır insanları, 'horondaki gibidir', yan yana... O sıcaklığı nerede arasan bulamazsın elbet......
Gurbet, her zaman gurbet........
İmgeleriyle, anlatım zenginliği ile çok güzeldi Salih Aydın Bey, Genç Kardeşim...
Tebrik ederim...
TÜM YORUMLAR (11)