Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Tokat'ın Zile İlçesinde doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle çocukluğu çeşitli taşra kasabalarında geçti.Yazdıklarını yayınlama fırsatını Üniversite tahsili (G.Ü.M.E.F) için Ankara'ya gelmesinden sonra buldu. Mavera, ikindi yazıları, kelime, üç nokta, hatay, dolunay, düşün, itiraz, ülke, gerçek hayat, diriliş postası, değirmen gibi dergilerde yayınladı. Şiirde ikinci yeni kuşağının ve özellikle İsmet Özel'in etkisinde kaldı. Genelde toplumsal temaları işleyen Çoker aynı zamand ...
Devrilmiş devrimci sayıklamar şiirinizi özelikle çok beğendim, diğerlerinin de bir o kadar iyi olduğu gerçek. Bu şiirinizi tüm insanlarla paylaşabilmek için youtobe 'a yönlendirmeniz gerektiğini düşünüyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Bir çok dergi ve yazılı metaryelde şiir, öykü ve araştırmaları yayınlandığını belirten Çoker, ‘Demirkan Demir, Arif İlhan gibi takma isimlerle kullandım. Ben düşüncelerimi tüm görüşlerle paylaştım. Radikal sağdan, radikal sola kadar çeşitli yerlerde yazdım. Ben aynı şeyleri yazdım ama bu insanlar aynı adamın yazdığını bilselerdi yayınlamazlardı. Ama takma isimlerle beni kendilerinden sanıp yayınladılar. Ortak aklın herkes farkında.
Star (16.11.2005)
Düşle gerçek arasında:
'Sarı Ceketli Yalnızlık'
Şahan Çoker'in 'Sarı Ceketli Yalnızlık' adını taşıyan kitabı Vadi Yayınları arasından çıktı. Şiir, öykü, resim ve tiyatro alanında çalışmalar yapan Çoker'in kitabı iki bölümden; 28 şiirden ve 8 öyküden oluşuyor. Mavera, İkindi Yazıları, Kelime, Üç Nokta, Dolunay, Düşün, Ülke, Gerçek Hayat gibi dergilerde yayınlayan çalışmalarını ilk kez bir kitap içinde toplayan Çoker'in kitabında daha önce yayınlanmamış tek öykü var. O da kitaba adını veren öykü. Yani 'Sarı Ceketli Yalnızlık'. Öykü gönderildiği tüm dergilerden geri döndüğü için kitaba adını vermiş. Düşle gerçek arasındaki ince çizgi üzerinde ilerleyen sürrealist şiirlerde ideallerle gerçekler arasında sıkışıp kalmak ve merkezini 'kendi'nin oluşturduğu genişleyen çemberler içindeki dünyayı sorgulamak gibi temalar; marş, kurşun, nöbet, yasak, karanlık, türkü, kaçak gibi 80'li yıllarda sıkça dile getirilen imgeler ağırlıkla kullanılıyor. Hasan Aycın'ın desen çalışmalarıyla sunulan öykülerde de görülüyor, düzen, düzensizlik, sorgulamalar, hesaplaşmalar... Absürde yakın anlatım ve ironik yaklaşım söz konusu. Hakan Albayrak, Gökhan Özcan, Nihat Genç'in sıkça devam ettiği Sakarya Çay Ocağı'nın müdavimlerinden biri olan Çoker Şaban Abak'tan etkilendiğini ise gizlemiyor ve 'bende şiir onunla tartıştıkça olgunlaşıyor, ironik bir kavga estetiğe dönüşüyordu' diyor.
Yeni Şafak