Parçalanmış bir aynadan farksızdı, umutlarım.
Rüzgarsız bir dal,
Passız bir bir dildim.
Yıkılan hayallerimin altında can veriyor du geceler.
Birbir siliniyordu nüfusuma kayıtlı mutluluklar.
Kanlı mühürlerin izleri vardı, dudaklarımda.
Aşk in ambargosunu yıkıyordu,
gözlerimi kanirta kanirta çıkan yaşlar.
Ölümün filizleri yüreğim de kök salıyordu
Bir iki üç hükümsüzdüm.
Yüzüm yama tutmuyordu artık.
Güneşsiz bir gölge,
Kabuksuz bir yaraydım.
Ayak altlarımda ezilen gençliğime inat,
Biraz daha koyulaşıyordu gecenin kara gelinliği.
Misli geçmiş sözcükler öbekleniyordu
Dilimle dudaklarim arasına.
Ve ansızın dökülüyordu içimdeki derme çatma aşklar.
Senler her yere saçılmış, teşbih tanesi gibi.
Benler ise sabıkalı.
Göçebe bir panayırı anımsatıyordu ellerin,
Soğuk ve donuk.
Benzin ise sarımtırak tenimde ,ateş yanığı.
Yılkı at yeleleri saçların,
Ve nal sesleri yüreğimde dört nala,
Içimde bir bozlak ağıdı,
Ve yüreğimde hüzün makamı,
Hiç bir el sözlerin kadar acımasız kullanmıyordu neşteri.
Çığlıklarım arşı arşınlasada,
Sagır ve dilsiz di gece.
Tıpkı sen gibi.
Kayıt Tarihi : 11.4.2024 17:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!