Dil suskun
Yüreğin mi çarpar
Hanği dansın neresindesin
Hanği perdesinde cilvenin
Benim diyeceğin müzelik mi eserin
Hangi düete eşlik edecek yalakaların
Arafda dururum sanırsın
Dante cehenneminin,
Hangi katında gizler seni şu ilahi komedya
Neyin peşkeşindedir sübyan nafakaların
Mor salkımlı çiçekti vazoda kuruttukların
Hangi bilinmezdir, bu yol nereye gider
Al kana boyanmış gece, nice yıldızları gizler
Harami duyguların hangi varoşlara siner
Kibrin ateşi acep hangi su ile söner
Kaldı mı yalan kuyusundan çekilen, sudan fayda
Ürküttüğün fincancı katırlarını dur hele bir bir sayda
Söyle nerede kaldı efsunu şarkıların
Ölüm vadisinde zaman
Atlı süvarilerin tozunda, kaoslarını gizler
Gizlerindir hazan mevsimleri
Alacasına saklanmış bağ bozumu yangınların
Korku evi sokağından kabuslar
Kara fikirlerden, puslardır gece
Ölüm maskeleridir, sonsuzluğa giden tren
Hangi müzenin duvarında asılı durur yol ayrımların
Bulutların göz yaşlarıdır, hazana düşen
Hangi fraksiyon da yanar meşale
Değer yargılarını yitirmiş duyguların
Karanlıklar ülkesi midir hayalde
Ah kör olsun o aldatmaca huyların
Hangi ironi
Hangi düş kurguların
Ey kara puslu gece
Sanma ki hilali gizler gölge
Yaktığın yer cürmüncedir
Aydın şafakların çocukları
Sen hele şafağı bekle...
16/09/13
Bülent BAYSAL
Kayıt Tarihi : 16.9.2013 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bunca olaya pozitif nasıl bakabiliyorsunuz ben buna şaşıyorum Ömer Bey!
Hemen hemen hepimiz askerlik yapmış kişileriz. Askerliğin birinci kuralı verilen emri sormadan, sorgulamadan yerine getirmektir...
Bu yaşanan olay yanlıştır ancak bunun suçlusu mahsun er değil, başındaki generallerdir... Emir komuta zinciri altında beli rutbeye kadar suçun failleri bulunur ve cezalandırılır...
Olaydan bilgisi olmayan verilen bir emirle görevlendirilen asker, olayın farkına varıp teslim olduktan sonra o askerin başını kesmek VAHŞİLİK değilde nedir? ...
Savaş esnasında dahi teslim olan bir düşman askerine iyi muamele edilmesini, ona su ekmek verilmesini yüce dinimizin peygamberi emrederken kendi askerinin başını kesenin hangi dine hizmet ettiğini düşünmek dahi istemiyorum... O asker senin benim bizim çocuğumuz...
Bizim demokrasi anlayışımızda değil kendi evladımız, askerimiz, dünyanın hiçbir insanına kötü bakma, can almak yoktur... Çünkü biliriz ki Allah'ın verdiği canı bir tek ALLAH alır...
Kaldı ki bizler ihtilalleri asker olarak bire bir yaşamış bir kişi olarak, böylesi üç kuruşluk basit senaryoların, darbe sözcüğünün yanından bile geçemeyeceğini fark edecek kadar aklı başındayız...
Askerlik yapmamış on beş yaşındaki bir çocuğa, darbe planı yap deseler, daha başarılı senaryolar koyardı ortaya... Askeri kültür ve disiplin almış bir komutanın, böylesi basit çocuk oyuncağı diyeceğimiz senaryolar hazırladığını, ancak o senaryoyu hazırlayanlar ve ona inanan kıt beyinlilerdir...
Tarihe ikinci bir Menemen olayı daha düşmüş, koca bir kara leke olarak tarih o geceyi kaydetmiştir...
Varın siz buna demokrasi deyin Ömer Bey...
Selamlarımla...
Artık başka şafaklara kaldı umutlar. İçinde umut olan şiirler ne kadar acılar ve hayal kırıklıklarıyla dolu olsalar bile güzel. Yeter ki umutlar tükenmesin. Bir güm gerçekleşir elbet geç olsa da..
Kutluyorum, bu günün penceresinden yarınlara bakan kardeşimi ve değerl yürek sesini. Nicelerine Bülent bey. Saygımla...
TÜM YORUMLAR (57)