Sabrımı sınıyor, velev ki
Alnımın çatında şınav çeken fenomen
“Hodri meydan! ” demeli(mi?) mülayim yürek
Görürsen, şakşakçılar(!) da seni kınıyor
Saf olmalı, zarf tutmalı, yemi yemeli
Hayalarına asılanlara..,
“Sen gönlümün sultanısın! ”
... demeli.
Bu harmanda hasat mevsimsiz
Aşklar körü körüne, kişiliksiz, kimliksiz
Kaşık sallanan helva susuz, şekersiz, irmiksiz
Ve her taşın altında maksatlı giryan, hileli giz
Lebinden dudak umar, döşü açık bağırlar
“Körler ve sağırlar, birbirini ağırlar! ”
Saf olmalı, şeytanın memesini emmeli
Hayal aynasında kasılana.,
“Sen, lebideryasın! ”
... demeli.
Aklı çıkana puan vermeli
Haklı çıkana azar, kötek müstahak
Hakkı, seni kurtlar sofrasında görmeli!
“Dost başa, kuzgun leşe! ” düşte bak!
Cennetten firar etmiş, huriler
Ve şehvet püskülü, nursuz nuriler
Kanatsız kelebekler, uçamayan periler
Cesaret azgınları, üç ileri, beş geriler
En mutena yerinden, cehennemim!
Sana da bol alevli, yer verirler
Saf olmalı bu alemde, saf!
Sunulanı sunanın dilinden, dimağından yemeli
Dik durmaya çalıştıkça, dallarına asılan esintiye
“Es yiğidin bağrına, bağrına! ” Es hoşuna.,
Sen Şehriyar, sen şehri buldansın!
... demeli.
Yiğidi öldürüp, korkağı cesaretlendirmeli
Ve her gördüğünde, melanetin koynuna girmeli
Hafazanallah.., Esatağfirullah...
...
04.03.2009
Mehmet Sani ÖzelKayıt Tarihi : 4.3.2009 10:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yiğidi öldürüp, korkağı cesaretlendirmeli Ve her gördüğünde, melanetin koynuna girmeli Hafazanallah.., Esatağfirullah... ...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!