Bir şimşek çakar
Bin fırtına kopar
Biraz durulunca gökyüzü
Dans eder sessizlikle rüzgar
Ardından koşup saran
Hep sahte bahar
Sonbaharın adı hüzün
Hüznün içinde dünüm
Tutunup sarı yapraklara
Savrulup gelmiş bugün
Uğramaz oldu yağmur bulutları
Ne gözlerime
Pencere kenarında oturan yaşlı ninemin
Duaları kokuyor merdiven boşluğunda,
Bir sokak ötedeki pazar yerinden
Soğan patates sesleri gelmiyor
Çocuklar bile yok köşe başında.
Hava bulanık,bulutlar küskün,
Neriman
Sen çocuk düşlerimin en güzel kızı
Kumral saçların
Oyun bahçemdeki vazgeçilmez salıncaktı
Sen deli akan gençliğimin süzülen gelini
Ela gözlerin
Benden sana bir nasihat.
Sevmeden önce
Ne kadar sevileceğinin hesabını yap.
Keşkelerine sığdırdığın pişmanlıkların
Bir ömür yüreğinde asılı azap.
Ne kadar zor değilmi
Gece, yüzünü dönerken güne,
Dağlarda bıraktığım nefes kaplar
Şehrin üstünü.
Hiç bu kadar güzel kokmamış,
Bu kadar sıcak sarmamıştı tenimi.
Sus,ağlama sakın dediler hep bana
Görmesin kimse gözyaşlarını,ayıp olur sonra
İçimde birikti,yığıldı hüzünlerim yıllarca,
Yıllarca inandım bu yalana,sen inanma
Bırak, karışsın gözyaşların toza toprağa
Damla damla sel olsun hüzünlü yollarda
Korkunun büyüttüğü gözleri
Sinek yuvası olmuş
Çavdar benizli Savaş Bebeğin
Ne yıkılan evleri umrunda
Ne de gündüzün renkleri.
Onun derdi, gözleri sallanan tek kollu bebeği,
Sen gideli
Tam oniki mevsim geçti
Ömrümden
Gece yarıları
Kaç kapı eşiğine düştü
Dumansız yangın
Daha dün gördüm seni,
Yine gömleğin siyah,pantolonunda
Saçlarını uzatmışsın,
Alabildiğine dağılmış sert poyrazda
Biraz çökmüş omuzların,
Adımların da yavaşlamış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!