Ben körüm işte
Senin gördüğünü göremem.
Ağaçlar,insanlar,evler
Sabahlar nasıl olur,gün nasıl biter
Ben daha hiç görmedim.
Günah yemişi nasıl olur ha..
Günah yemişi nasıl çağırır adamı,
Yok.Olmaz.Gelmem.Yok.
Saadet gülleri pır pır eder uçar,
Esenliğimizi nasıl kıskanırlar.
Arkana baka- baka yürürdün,geliyor muyum diye
Elin-ayağın dolanırdı beni görünce.
Yüzünde bütün bir ömrün baharları açardı mavi-yeşil
Yüreğindeki dişi kuş kanat çırpardı hep,
Saçların hep bana uçardı çapkınca,
Fısıldardın şarkılarda sevgiyi bana,
Yolda giderken,vitrinlere bakarken,
Ilık bir yağmurda,akşamüstü
Veya uykunun en derin yerinde
Ansızın rahatlamak,Tanrıya doğru…
Bir hüzzam sanki kolaylaştıracak,
Sana mesajım kesindi
Olmadı ceryanlar kesildi
Yazdıklarım hep gitti,
Düştüm.
Dostlara inandım
İşte bu güneş,
Çaresiz akşam olacak,
Batacak.
Ne kadar yakın desek
O kadar uzak
Yeniden başlasak diyorum,
Bütün bulutları şöyle itip
Bütün kirlerimizi paslarımızı
Bir yaprağın özsuyunu duyabilsek,
Uçup gitsek bir dağ masalınca
Ve yeniden başlasak diyorum.
Donduruyorum tertemiz güzelliğini denizlerin,
El-ele vermiş dostlukların minderinde,
Sarılıp kenetlenmiş yüreklerimizi,
Donduruyorum sevdamızı en güzel yerinde.
Donduruyorum kuş seslerini dallarda
Sen daha yepyeni
El değmemiş,gün görmemiş,
Sen daha
Bir aylık ya var ya yoksun.
Hoş geldin benim şiirim,
Seni özlerken yaşıyorum ancak
Özlemek doyuruyor düşüncelerimi.
Bin yılı yaşıyorum bir düşte
Serinliği var mahzenlerin ellerimde.
Saman yolundayız seninle bebeğim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!